Halk sağlığının korunması, geliştirilmesi için yapılacak etkinlikler sadece sağlık otoritelerinin aktivitelerine değil, çok sektörlü yaklaşımla farklı meslek gruplarının bir arada uyumlu çalışmasıyla mümkündür. Bu fikrin temelleri 1800’lü yıllarda ortaya atılsa da ancak 2000’li yıllarda önemi anlaşılmıştır. Burada hayvanlardan insanlara geçen “zoonotik hastalıkların” yol açtığı salgınların etkisi büyük olmuştur. Kavramsal anlamda sağlık; sadece insanın biyolojik ve bedensel iyilik hali ile değil, çevresiyle, dünyanın ekosistemini oluşturan tüm parçaların dengeli varlığı ile ilintilidir. Bir insana sağlıklı demek için sadece hasta olmayışı değil, yaşadığı çevrenin canlı cansız tüm unsurlarıyla dengeli ve ruhsal yönden iyilik halinin devam ettirecek koşulları taşıması gerekir. Bunu sağlarken de yediği gıdanın sağlığından tutun, beraber yaşadığı biyoçevredeki tüm canlıların ve hatta cansız ortamların da sağlıklı olması sağlanmalı yani sürdürülebilir bir uyum temin edilmelidir.
Çok sağlıklıyım dediğiniz bir çevrede dışarda hava kirliliği var ve sokağa çıkamıyorsanız bu sağlıklılık ne kadar sürdürülebilir olacaktır? Veya hayvansal gıda üretimi yapılırken bulaşıcı hastalıkları olan hayvanlar yüzünden salgın hastalıklar sorun oluşturmayacak mıdır? Tarım yaparken kullandığınız sulama suyuna kimyasal bir madde karıştıysa o gıdayı gönül rahatlığıyla tüketebilir misiniz?
İnsanın yaşam çevresini oluşturan ve sağlığa direk veya dolaylı etkisi olan aklınıza gelen bütün unsurlar aslında aynı amaca hizmet etmektedir. “Sağlıklı Hayat”…
Bu hayatı sağlarken ekosistemin diğer parçaları olan hayvanlar ve bitkiler de ortak çevrelerde sağlıklı olmak zorundadır. Ve bütün bu sistemler aynı çarkın dişlileri gibi uyumla çalışmalıdır. Birindeki eksiklik veya kontrolsüzlük diğerini olumsuz etkileyecektir. Örneğin hayvan hastalıklarındaki artış bir süre sonra insanlara bulaştığında insanlar arasında büyük salgınlara, maddi manevi kayıplara yol açabilecektir. Hayvanlardan insanlara bulaşan hastalıklara Zoonozlar denir ve halk sağlığı açısından ciddi önemi olan hastalıklardandır.
Yani aslında sağlık kavramı tektir ve tıp bilimleri, çevre sağlığı, veteriner hekimleri gibi pek çok meslek mensubunu, ortak mevzuatlar ve projeler çerçevesinde beraber çalışmaları konusunda vurgu yapmaktadır.
Bu amaçla her yıl 3 Kasım’da “Dünya Tek Sağlık Günü” olarak konuya dikkat çekmek için insan, çevre, hayvan ve gıda kontrolünün önemi vurgulanmaya çalışılmaktadır. Burada özellikle gıda ve veteriner hekimlik hizmetlerinin birbiriyle ortak dili kullanarak ve uyumlu şekilde koordine çalışmasının gereği ortaya konmaya çalışılmaktadır. Mevzuatlar birbiriyle uyumlu olmalı, bu denge uygulamalara da yansımalıdır.
Ülkemiz aynı dönemde her mevsimin farklı özelliklerini bir arada barındıran, coğrafi olarak insan ve hayvan hareketlerinin çok yoğun yaşanması nedeniyle de insanlar ve hayvanlar arasındaki enfeksiyonların hızla taşınıp yayıldığı bir köprü gibidir. Kıtalar arası insan hareketliliğinin kilit noktalarından biridir. Çeşitli bitki ve hayvan örüntüsü nedeniyle de dünyanın riskli bölgelerindendir.
Son zamanlarda dünyanın başına bela olan salgınların çoğunun zoonotik (hayvanlardan insanlara bulaşan) hastalıklar olduğu düşünüldüğünde veteriner hekimliğin çalışma alanlarının sadece hayvanlarla sınırlı kalamayacağı açıktır. Hayvan sağlığı halkın sağlığını çok yakından etkilemektedir. Bu yüzden “Veteriner Halk Sağlığı= VHS” kavramı üzerinde durulmalıdır. Buradaki uygulamalar sadece hayvan sağlığı uygulamalarını değil, insan sağlığının korunması, geliştirilmesi ve iyileştirilmesine yönelik temel sağlık hizmetlerinin önemli bir bölümünü de (salgın hastalıklarla mücadele, aşılama, sağlık eğitimi, gıda hijyeni, çevre sağlığı, vb.) içermektedir.
Her maddesi ayrı bir yazı konusu olabilecek kadar önemli olan önerileri kısaca sıralayacak olursam:
- Öncelikle veteriner hekimleri sağlık personeli sayılmalı ve bu yönde özlük haklarına kavuşmaları sağlanmalıdır.
- İnsanlarda yaptığımız zorunlu bağışıklama (aşı) programı gibi önemli zoonotik hastalıkların “hayvan rutin aşı takvimi” dahilinde sahipli-sahipsiz tüm hayvanlara ücretsiz uygulanması sağlanmalıdır.
- TEK SAĞLIK uygulamaları tüm kurumlarca benimsenmeli, geliştirilmelidir.
- Yurt içi-yurt dışı canlı hayvan ve gıda hareketleri ve kontrolsüz kesimler ve sokak hayvanları sıkı denetlenmelidir.
- Olağandışı durumlardan, afetlerden ve iklim değişikliklerinden etkilenen ekolojik değişimler öngörülebilmelidir.
- Çalışan sağlığı açısından konunun önemi farkedilmeli, meslek hastalıklarının tanımı yapılırken ihtiyaçlar gözetilerek yeni düzen,lemeler gerçekleştirilmelidir.
- Tüm kurumlar arasında uyumla yürütülecek siyasetler üstü hizmet birliği vazgeçilmez olmalıdır.
- Konuyla ilgili söyleyecek sözü olan tüm disiplinler (tıp, gıda, veteriner, tarım vb) ortak platformlarda ve projelerde beraber çalışabilmelidirler.
- Bilimin ışığı yolumuzu aydınlatırken araştırma ve projelerde üniversitelerimiz söz sahibi olabilmelidir.
- Tarım, hayvancılık, gıda gibi sektörlerde dışa bağımlılığımız engellenmeli, öz üretimimiz desteklenmelidir.
Unutmayalım ki elimizdeki “Tek Dünya” için “TEK SAĞLIK” çözümdür.