Hastalıklar karşısında en maliyet-etkin silahımız aşılardır. Mevcut rutin uygulamadaki takvimimiz içindeki aşılarımız ile çocuklarımızı ölümden ve hastalıkların sekellerinden korumayı büyük oranda başarıyoruz. Yeni geliştirilen aşılar da bu takvime zaman zaman ekleniyor. Ve aşı deyince aklımıza ilk gelen sadece çocuklar olabiliyor. Oysa Covid-19 pandemisinde canlı yaşayıp tecrübe ettiğimiz üzere; üretimi başarıyla tamamlanmış aşılar, ilgili hastalık için kim en büyük risk altındaysa öncelikli olarak o gruba yapılmak üzere herkese yapılabilir. Özellikle yapılmaması gereken gruplar da zaten tanımlanır.
Hatırlayınız; aşının üretime henüz başlandığı ve sayıca yeterli olmadığı ilk dönemde en büyük risk altındaki grup olarak tanımlanan yaşlılarımızı en önce aşıladık. Yaptıkları iş gereği hastalara bakım veren sağlık personelimiz, gebelerimiz, asayiş ve güvenliği sağlamak üzere kesintisiz görevde kalan ve insanlarla yoğun temas eden birimlerde çalışanlarımız, toplu yaşam alanlarında kalan askerlerimiz vb sırasıyla aşılanmaya devam edildi. En sonda da daha düşük riskli gruplara ve küçük yaşlara doğru bu uygulama devam etti.
Peki sadece pandemi dönemlerinde mi yetişkinlere aşı yapılır?
Sağlık Bakanlığımızın resmi WEB SAYFASINDAN ayrıntılı olarak da bilgi edinebileceğiniz üzere; kişilerin altta yatan ve enfeksiyona yatkınlık oluşturan bir hastalıkları varsa, herhangi bir bulaşıcı hastalık için riskli bir işte çalışıyorlarsa, yaşları ve ya dönemsel nedenlerle bu riskte artış meydana geliyorsa, tanımlanmış olan yetişkin aşılarının çoğuna erişmek mümkündür. Halen Hepatit A, Hepatit B, pnömokok aşıları, sağlık çalışanları aşıları, asker aşıları, Hac-umre aşıları, seyahat aşıları ve gebe kadınlarımıza gebelikleri boyunca 2 doz tetanoz aşıları yapılmaktadır.
Pandemi döneminde çeşitli nedenlerle Covid-19 aşısı yaptırmayan gebelerimizin ölüm riskinin arttığını ve gebelikte aşı yaptırmanın gerekliliğini daha önceki yazılarımda da vurgulamıştım ('Kovid aşısız gebeleri affetmiyor' adlı yazıya BURADAN ulaşabilirsiniz.). Buna rağmen ne yazık ki tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de aşı yaptırmayan anneleri Covid ve komplikasyonları nedeniyle kaybettik. Nice ocaklar söndü, nice yavrular annesiz kaldı. Bizim tek bir cümle ile yaptığımız tespitler o yavrular için hayatlarının koskoca acı gerçekleri oldu.
Çoğumuzun bizzat hastalığı geçirmesiyle toplumsal bağışıklığımızın artmaya başlaması ve hemen tüm gruplardaki aşı uygulamaları sayesinde, hastalığın sayıca fazla ama klinik olarak daha hafif yaşandığını görüyoruz. Ancak ne yazık ki Covid-19 halen devam ediyor, yaşlılarımız ve gebelerimiz için de yüksek riskli dönem bitmiş değil. Bu yüzden yetişkin grupta ve özellikle daha yüksek riskli gruplarda aşılamaların ihmal edilmemesi gerekir. Ve belki de her sene yapılan mevsimsel grip aşısı; kendisine tanımlanmış kişiler ve meslek grupları için bu yıl daha da önem kazandı. Hâlihazırda kış mevsimini iyiden iyiye hissettiğimiz bugünlerde yaptıracağınız grip aşısı yalnızca gripten korumakla kalmayacak, sık sık üst ve alt solunum geçirerek Covid-19 için yatkın ve hasarlı bir bünyeniz olmasını önleyecektir. Maske taktığımız için geçen yıllarda daha az gördüğümüz grip, nezle gibi üst solunum yolu enfeksiyonları, maske alışkanlığını bırakmamızla beraber ne yazık ki eski yıllar gibi yüksek sayılara ulaşıyor. Ve belki daha kötüsü, geçirilen enfeksiyonun belirtileri benzer olduğu için bunun Covid-19 olup olmadığını bilmediğimiz için, korumamız gereken kişilere çekinmeden temas ediyoruz ve onları da hasta edebiliyoruz. Oysa ne de güzel alışmaya başlamıştık en azından toplu temas alanlarında maske takmaya, sık sık ellerimizi yıkamaya, yaşam alanlarımızı havalandırıp her fırsatta temiz hava almaya. Demek ki tam alışkanlık oluşturamamışız. Toplumsal bilinç ve hafıza zayıflığımızın olumsuz etkisini ne yazık ki hastalık artışlarıyla görüyoruz.
HAYDİ SEVGİLİ YETİŞKİNLER !!!
Yeniden toparlanalım.
Sağlıklı beslenelim.
Ellerimizi sık sık sabunla yıkayalım.
Hareketsiz, sporsuz yaşamdan uzak duralım.
Yaşadığımız ortam havalandırmasını artıralım.
Maske ile hem kendimizi hem de başkalarını koruyalım.
Özellikle toplu yaşam alanlarında, kalabalıkta maskelerimizi takalım.
Üşütmemek ve hastalanmamak için mevsime göre uygun olarak giyinelim.
Sağlıklı olduğu bilimsel olarak ispatlanmamış ürünleri sırf birileri önerdi diye kullanmayalım.
Tütün ve tütün ürünlerini kullanmayalım, kullanılan alanlarda pasif dumana maruz kalmayalım.
Riskli gruplara temas etmemeye özen gösterelim.
Yaşlılara, yeni doğum yapmışlara, kronik hastalığı olanlara, hastaneden taburcu olanlara, hastalık geçirenlere vb ziyaretleri erteleyelim.
Ve Sağlık Bakanlığı’nın bize tanımlandığı aşılar ve aile hekimlerimizin, uzmanlarımızın önerileri varsa en kısa sürede sağlık kurumlarına başvurup aşılarımızı da yaptıralım.
HAYDİ BÜYÜKLER AŞIYA !!!