Şehirlerdeki başıboş köpekler
Osman Utkan
Geçenlerde ajanslara düşen bir haberde, sokak köpeklerin saldırdığı küçük kızın kaldırımdan yola atlaması ve sonrasında yoldan geçen kamyonun altında kalmasını okumuştuk.
Konu birçok haber sitesinde gündem olmanın yanı sıra sosyal mecralarda da epeyce tartışılmıştı.
Yaşanan talihsiz olayda Mahra’nın sol bacağı kesilmiş ve yoğun bakıma alınmıştı. Bu süreçte beyninden de üç defa operasyon geçiren küçük kızın durumu ciddiyetini koruyormuş.
Aradan birkaç hafta geçmesine rağmen sokak köpeklerinin saldırısına uğrayan küçük kız Mahra’nın hala yoğun bakımda olması ve sağlık durumu hakkındaki gelişmeler ara sıra gündem olmaya devam etmektedir.
Ülke olarak bu ve benzeri haberleri sıklıkla okumaya ve duymaya başladık. Aynı şekilde benzer olayların kamera görüntüleri, haberlere çokça konu olmaya devam ediyor.
Arama çubuğuna “köpek saldırısı” diye yazınca yüzlerce haberle karşılaşılmaktadır ne yazık ki! Genellikle bu saldırılara en fazla çocuklar kurban gitmektedir. Ağır yaralananlar olduğu gibi hayatını kaybeden insanları da görmek mümkün.
Şehirlerimizin sokaklarında toplu halde gezen sokak köpekleri eskiden de var olmasına rağmen son zamanlarda daha da çoğalmaya başladı.
Ülkemizdeki sokak köpeği sayısının 18 milyon civarında olduğu söylenmektedir. Bu sayı tedbirler alınmadığı takdirde bundan sonraki 10 yıl içerisinde 30 milyonu geçeceği tahmin edilmektedir.
Belediyelerin yetersiz kısırlaştırmaları ve yeterli sayıda barınakların olmayışı bu sayının artmasını beraberinde getirecektir.
Geçmişten günümüze sokaklarda serseri mayın gibi dolanan bu soruna yönelik ciddi adımların atılması gerekmektedir.
Bu iş büyük ölçüde belediyelere düşmektedir.
Belediye yetkilileriyle yaptığım görüşmelerde sokak köpeklerinin yasayla korunduğunu ve onlara dokunulamadığını ifade ettiler. Hatta 5199 sayılı yasa gereği sokaklar, köpeklerinin doğal yaşam alanları olarak belirlendiğini, kendi çocuklarını parka gönderemediklerini, sokak köpeklerinden korktuklarını ancak ellerinden bir şeylerin gelmediğini üstüne basa basa vurguladılar.
Hayvan hakları savunucularına göre sokak köpekleri dokunulmazdır.
Onlar da yasada belirtildiği gibi köpeklerin yaşam alanlarının sokaklar olduğunu söylemektedirler.
Bu konuyla ilgili olarak da sürekli davalar açmakta köpeklerin daha iyi bir yaşam sürmeleri için çaba sergilemektedirler.
Onların merhametle şekillenen çabalarını takdire şayan bulmakla beraber, meydana gelen saldırıları da görmemezlikten gelemeyeceğimizi belirtmek isterim.
Şunun altını çizelim:
bir sokak köpeğinin canı azizdir; ama insanların da canı ve yaşamı azizdir.
Bu tartışmalar uzayıp giderken gelişmiş ülkelerde durum nedir diye araştırdım.
Aynı zamanda daha önceleri ziyaret etme fırsatını bulduğum bazı Avrupa kentlerinde hiç sokak köpeğine rastlamadığımı ifade etmemde fayda vardır.
Gelişmiş ülkelerde köpekler sahiplidir. O köpeklerden sorumlu kişiler var olup köpeklerin kimlikleri de mevcut. Yani kimse sokağa salamıyor köpeğini. Öyle bir durumda ağır müeyyideler köpek sahibini bekliyormuş. Yani sokaklarda başıboş köpek olmuyor. Köpekler ya evlerinde ya da barınaklarda oluyor.
Türkiye’de sokaklarda sahipsiz köpeklere yapılan masrafların da epeyce yükselmiş olduğunu görmekteyiz. Sadece son bir senede Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin, sokak köpekleri için 40 milyon harcama yapmış olduğunu söylenmektedir. Bu meblağlara kanaatimce nice ihtiyaç sahibi kişilere yardım edilebilir ya da ihtiyaç sahibi öğrencilere burs verilebilirdi.
Sorunun çözümü, sokak hayvanlarına mama vermekle olmuyor gibi.
Pansuman yöntemleri aşarak tarafları memnun edecek köklü çözümler ortaya koymalıyız.
Barınakların çoğaltılması ve barınakların iyi koşullarda olması gerekmektedir.
Kısırlaştırmaların hızlandırılması ve böylece çok sayıda sokak köpeğinin kısırlaştırılması önemlidir.
Aynı zamanda kuduz vakalarının önüne geçmek için aşılamaların da bütün köpeklere acil bir şekilde yapılması hayatidir.
Başıboş hayvanlarla ilgili yasal düzenlemelerin gözden geçirilmesinde de yarar olacaktır.
Kampüslerimizin, parklarımızın, meydanlarımızın ve sokaklarımızın başıboş köpeklerden bir an önce arındırılması sağlığımız ve güvenliğimiz için olmazsa olmazdır.
Gelişmiş ülkelerin bu konudaki yaklaşımlarından faydalanıp yol almakta iyi olacaktır.