İrfan Haras

'Ders çalışmak istemiyorum' diyen öğrencilerin ebeveynlerine tavsiyeler

İrfan Haras

Çalışmak kadar zor ve sıkıcı bir faaliyet yok.
Çalışsam da başarılı olamayacağım.
Kafam rahat değil yoğunlaşamıyorum.
Sıkılarak ders çalışılmaz, zorlamaya gelmiyorum
Ders çalışmam için konsantre olamıyorum.
Ders çalışırken kafam başka yerlere  kayıyor, bu yüzden çalışamıyorum.
Bir türlü başlangıç yapamıyorum.

Bu tip düşünceler ders çalışmayı imkânsız veya çok zor hale getirir. Öğrenciler bu tür otomatik düşüncelerin genellikle farkında olmazlar. Bu düşünceler gerçek dışı beklentileri ve varsayımları dayatır. Olması gereken, yapılması gereken olumlu davranışları imkânsız hale getirir, olumsuz alışkanlıklar kalıcı hale gelir. 

ANNE- BABA TUTUMLARI

Bazen ebeveynler de bu yanlış ve gerçekleşmeyecek beklentileri körükleyici tutum içinde olurlar ve baskı yapmaya başlarlar, aslında amaçları iyidir, çocuklarının motivasyonlarını artırmaya çalışır, onların gelecekte mutlu ve kaliteli bir hayat yaşamalarını sağlamalarını isterler ancak bazen sorun daha da büyür. Öğrencilerin kendilerine olan güvenlerinin azalmasına, çaresiz ve aciz ruh halini daha da artırmış olurlar. 
 

“Başarmak zorundasın, başaramazsan bir değerin olmaz, aç kalırsın, kötü bir gelecek yaşarsın.” şeklindeki kaygılı düşünceler, gerçekleşmesi mümkün olmayan performansın beklenmesi, onları yalnızlığa ve başarısızlığa sürüklemektedir.
Ailenin beklentilerini gerçekleştiremeyeceğini düşünen öğrencinin kendine olan güvenini yitirmesine sebep olacak, kendini başarısız olarak etiketleyecektir.
Ailelerin iyi niyetli ama onları olumsuz etkileyecek söylem ve davranışlardan uzak durmaları gerekmektedir. 

Bu yazıyı yazarken bir grup öğrenci yanıma geldi, fırsat bu fırsat diye onları konuşturdum. “Anne ve babamız her şeyi yeme içme, aldıkları kıyafet olarak biliyor, ‘yiyip içiyorsunuz en güzelini giyiyorsunuz daha size ne yapalım”  diyorlar.” şeklinde serzenişte bulundular.
Bu yazıyı okuyan anne ve babalar gerekli mesajı almışlardır.
Ancak öğrencilere de tavsiye vermeden geçemeyeceğim anne ve babaları ile aynı jenerasyona sahip olmadıklarını bakış açılarının farklı olabileceğini sonuç itibariyle söylenen sözlerin altında iyi niyet olduğunu da unutmamalılar, diyaloğu çatışmadan empati yaparak ve yaptırarak kurmalarının gerektiğini belirtmek isterim.

ÇEVRE FAKTÖRÜ

Çevrenin öğrencilerden beklentileri de onların ders çalışma istekleri üzerinde etkili olmaktadır. Evde anne-baba, okulda öğretmen ve arkadaşlarının, akraba ve tanıdıkların beklentisi ve karşılaştırma yapmaları, potansiyellerinin üstünde beklentiye girmeleri öğrencilerin çalışma isteklerinin yok olmasına neden olmaktadır. Bu tür beklenti, söylem ve davranıştan uzak durulması gerekmektedir.

SOSYAL MEDYA CAZİBESİ

Sosyal medya çeşitliliğinin artması ve cazibesi onlara karşı bağımlılığı artırmaktadır. Öğrenciler için bir plan dahilinde yapılması gereken ve zorunluluktan dolayı sıkıcı olan ders çalışmak yerine daha cazip olan, eğlenceye dayalı sosyal medya uygulamalarının tercih edilmesi, ders çalışmaya ayrılacak zamanın onlara harcanmasına neden olmaktadır. Aslında öğrencilerin motivasyonlarını artıran, akademik olarak onları destekleyen site ve kanallardan faydalanmaları öğrenci lehine iken, bazı öğrenciler için zaman tuzağı haline gelmektedir. Bu düşünce onların teknolojiden, internetten ve sosyal medyadan tamamen uzak durmaları anlamına gelmemektedir, plan dahilinde belirli zaman aralığında amaca uygun kullanıldığında sorun teşkil etmeyecek bilakis faydalı olacaktır.

VERİMLİ DERS ÇALIŞMA YÖNTEMLERİ

Okula gitmeniz veya sınava hazırlanıyor olmanız bütün yaşamınızı çalışmayla doldurmanızı gerektirmez. Eğlenmeye ve dinlenmeye hiç vakit ayırmayan öğrenci verimli olamaz. Önemli olan yapacaklarınızı önceden saptayarak çalışmalarınızı ve sosyal hayatınızı dengelemek, düzene sokmaktır. Bu çalışmalarınızı verimli kılacaktır.
Başarısızlığın nedeni “yeterince çalışmamak” olarak görülmekte ve sizden sürekli daha çok çalışmanız istenmektedir. Oysa gerekli olan “bilinçsizce çok çalışmak” değil, verimli ders çalışma yollarını öğrenip bunlardan gereğince yararlanabilmektir. “Verimli ders çalışma” programlı olmaya bağlıdır. Program yapmak ve uygulamak, yapacağınız işi belli bir düzen ve sistem içinde yapma olanağı sağlar. Zamanı doğru kullanmayı, doğru karar vermenizi, “yapabiliyorum ve her şey kontrol altında” düşüncesi kendine olan güveni yükseltir.
Kazanılan bu alışkanlık ders çalışmayı zorunluluktan çıkartıp, başarıya ulaşmak için sıkıcı gelmeyen bir yolculuk haline gelecektir.

Biliyorsunuz ki başarı sizi beklemeyecek siz ona gideceksiniz. Ve başarıya giden yolculuk da çiçekli yollardan geçmeyecek. Elbette zorlanacaksınız, dönem dönem kendinizi çıkmazda hissedeceksiniz. Fakat bu yolculuğunuzu rahat, zevkli, ve şimdiye kadar yapmadıklarınızı yaparak ilginç hale getirmek sizin elinizde. Size başarının anahtarını verecek olan, verimli ders çalışmaktır.

Ders çalışmak, yapılması zorunlu bir görevden başka bir şey olarak algılanmaz, ders çalışırken geçen zaman sıkıcı ve bir an önce bitmesi gereken sayılı dakikalardan başka bir şey değildir. İnsanlar istemedikleri, zevk almadıkları bir işi severek yapmazlar; hele bir de ders çalışmama gibi bir seçenekleri varsa tercihlerini çalışmamaktan yana kullanırlar. Davranışların ortaya çıkması iki yolla olur: Birey önce bir eylemi yapmak ister ve zihninde o eylemi tasarlar. Sonra düşündüklerini harekete geçirerek eylemi gerçekleştirir: Bu süreç, daha çok isteyerek yapılan davranışlar içindir. 
İstenmeyen davranışlarda ise önce harekete geçilir sonra eylemi yapma isteği uyanır. Bu durumda ders çalışma davranışı da iki yolla gerçekleşir. Önce ders çalışmaya başlarız, sonra onu sevmeye ve devam ettirmeye çalışırız.

DERS ÇALIŞMAYA BAŞLAMAK VE SÜRDÜRMEK

*
ÇALIŞMA İSTEĞİNİN UYANMASI

*
BAŞARI

Çalışma isteğini uyandırmak için çalışmaya başlayın ve bunu sürdürmeye çalışın. Bir süre sonra ders çalışmayı severek yapmaya başlayacaksınız. Fakat sevme konusunda acele etmeyin. Önce bir gün düzenli çalışmayı başarmak için uğraşın, daha sonra bunu bir haftaya yaymaya çalışın, birkaç hafta boyunca düzenli çalışmayı aksatmadan yaparsanız artık ders çalışmak sizin için zevkli bir uğraş haline gelecek, hedeflerinize ulaşmak için yapılması gereken şartlardan birisi olarak göreceksiniz.
Fakat birçok öğrenci çalışmak için uygun zamanın gelmesini bekler, elbette bu uygun zaman çalışma isteğinin geldiği zaman olarak algılanır. Halbuki ders çalışmayı istenen bir durum olarak görmeyen bir kişi için çalışma isteğinin uyanması çok zor olacak, derse çalışmaya başlama ise bir hayal olarak kalacaktır. Bir taraftan başarıya ulaşmak için ders çalışması gerektiğini bilen, bir taraftan da çalışmaya başlamayan öğrenci, ders çalışmaya yönelik duyduğu sıkıntıdan çok daha zor bir durum içinde bulur kendini. 

ÇALIŞMA İSTEĞİNİN UYANMASI
*
 
DERS ÇALIŞMAYA BAŞLAMAK VE SÜRDÜRMEK
*

BAŞARI

İşte çalışma sürecinin bu şekilde olacağını umarak, çalışma isteğinin kendiliğinden gelmesini beklemek en büyük yanılgıdır. Bu yüzden çalışma isteği bir türlü uyanmaz. İsteksiz başlandığı için sık sık ara verilir, hayallere dalınır, öğrenci kendini çalışmaya veremez. Bedensel olarak kitapların yanında olsa bile zihinsel olarak oralardan çok uzaklarda yaşar. Ders çalışmak zihinsel bir süreçtir, bu süreci iyi örgütlemeniz, yani programlı hale getirmeniz gerekmektedir.
 

“Başarının sırlarından biri de amaçtaki kararlılıktır.” (Rudyard Kipling)
“Başarı istemek değildir.” (Jack Barringer)

Başarıya giden bu yolda size başarılar dilerim…
 

Yazarın Diğer Yazıları