Yeni bir cumartesi yazımı yazmaya hazırlanırken geçtiğimiz günlerde CHP Yüksek Disiplin Kurulu Üyesi Avukat Tuba Torun ile dünya evine giren Aydoğdu'nun 3 ay önce ayrıldığı eşi, açtığı Twitter hesabından yaptığı bir paylaşımının gündeme bomba gibi düştüğünü okuyup izledim.
Eski eşinin, Tuba Torun ile ilişkisini öğrendikten hemen sonra alınan ses kaydını Özge Erdoğdu, “Bu kaydı 3,5 ay önce aldım. Eski eşim Aykut Erdoğdu’nun Tuba Torun'la ilişkisini öğrendikten hemen sonra Aykut Erdoğdu beni Tuba ile ilişkisi olmadığına ikna etmeye çalışırken, ‘50 kişi ile yatmış’ dedi. Daha sonra 50 kişi ile yattı dediği Tuba Torun ile evlendi!” şeklindeki paylaşımıyla oluşan gündeme bakınca Baykal'ın başına gelenleri hatırlıyor ve Baykal'dan önce okyanus ötesi denen Amerika'nın eski başkanı Clinton aklıma geldi.
Çünkü bana göre benden, senden, yani erkek ve kadından daha çapkın belki de ayran gönüllü, aç gözlü dediğimiz insan tipi olarak değerlendirdiğim Nazım Hikmet'in yaşadıklarını kaleme dökmesini şiirlerini okumakla, anmakla ABD’nin çapkınlık hikayeleriyle ünlü eski başkanı Bill Clinton’un da ünlü aktris Elizabeth Hurley ile ilişkisi de ortaya çıkmıştı..
Bu tartışmaları izlerken aklıma gelen diğer bir konuda hemşerim olan Gürsel Tekin'in boşanıp, evlenmesi üzerine yaptığım bir sohbet aklıma geldi. Ve o sohbette evlenme kadar boşanmanın normal mi, boşanma nedeninin sadece evlendiğin kişiyle kalmak mı olduğunu masaya yatırıp, o atmosferin içinde yaşadıkları duyguların esiri olduğunu ve sadece onlar değil, aslında hepimizin zaman zaman bu atmosfere kendimizi kaptırdığımızı ama kendimizin yaptıklarını kapatmak için gözleri başka yönlere çevirmeye çalışarak saklamak istediğini bugünkü yeni magazine konu olan Aykut Erdoğdu'yu konuşuyorduk.
Ve; Kaan Tangöze, Hüsnü Şenlendirici, Tamer Karadağlı, Tony Parker, Kaya Çilingiroğlu, Acun Ilıcalı, Mehmet Ali Erbil, Kudret Sabancı, James Cameron, İbrahim Tatlıses, Halit Ergenç, Erol Köse, Brad Pitt, Hamdi Alkan ve daha niceleri diyecekken hep erkekleri konuşan bu toplumun bunları yaparken kimle yaptığını hiç tartışılmadığını ya da konuşulmadığını görüyoruz.
Kısacası 2023'te Karadeniz gazı yetmez uzaya insan götürmeye çalışan iktidarın göz diktiği Ay'da bile görülen Çin Seddi’nin neden aşıldığına baktığımızda o setlerin ardında bulunan Çin prensesine göz diken Moğol'un derdinin Çin'i işgal değil, o prensese ulaşmak isteyen ve Kale gibi 4 harfli olan Kalbi olduğunu ve o kalenin işgale hazır olan kalp gibi hep bir açık kapısı olduğunu unutuyor gibiyiz bir siyasetçi, toplumun gözü önünde bulunan bir fert olarak hemen istifa etmesi gerektiğini düşündüğüm hepimiz Aykut Erdoğdu yada Özge Erdoğdu, Tuba Torun değil miyiz diyerek..