Seçim startını verip ekibini sahaya, kendisini açılış sahnelerine atan AK Parti Genel Başkanı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Türk usulü başkanlık sistemiyle idare ettiği ülkede bir 5 yıl daha iktidarının devamı için muhalefetle değil, ekonomiyle mücadele ettiği şu günlerde benim de onun kadar sevdiğim Ardahan gibi aşkım olan İstanbul'dayım...
Ülkenin en büyük metropolü olan fakat %70’inin gecekondu ve köhne binalarla kaplı olduğu 'İstanbul kazan, ben kepçe' misali Asya ile Avrupa'yı 3 köprü, bir tünelle birbirine bağlayan bu şehri gezerken en son gittiğim yerlerden biri de Kadıköy Kalamış’tı.
Ne alakaysa ayaklarının altında top, sırtında bulunan çuvalda ise top mermisi bulunan futbolcu heykelini görürken takımım olan Fenerbahçe’nin de “Vatan-Millet-Sakarya” edebiyatlarıyla sporu siyasete bulaştırdıklarını anlıyorum.
Aynı bölgede bulunan ve bilet almak için sıraya girmiş tuzu kuru misali lüks arabalıların sardığı Fenerbahçe Stadyumu, Ordu Evi, çeşitli kurumlara ait deniz manzaralı sözüm ona eğitim merkezleri, yani birilerinin, bürokratların beleşten tatil yaptığı dinlenme tesisleri ve Eminönü, Çamlıca’da olduğu gibi üst düzey siyasi ve bürokratların gizli ortaklıklarıyla çökülen yeşillik alanlara kurulmuş içkili restoranlar.
Aynı durum sadece İstanbul'da değil, Ardahan’ın en büyük dağı Kısır'ın eteğinde bulunan Bayramoğlu (Kora) köyü değil, Kocaeli’nin ada kenti denilen semti Bayramoğlu'nda da yaşanırken E-5’in ve otobanların yanında her gün dikey yükselen yeni binaları da görüyor ve üzerlerine asılan 'satılık, kiralık' afişlerini fotoğraflayıp, ekonomik sıkıntının gökdelenleri bile zorda bırakıp, sattırdığı haberlerini yapıyorum.
Ve konut sıkıntısını aşmak için büro ve home ofis olarak yapılan onca gökdelenin eve dönüştürülme çabalarının olduğu yönünde haberlerde gördüğümüz haberler, komutanın sabah sporu yapmasından öte işe yaramaz hale gelen askeri alanlardan birisine, İst/Esenler'de de konan hükümetin başındaki aynı Erdoğan’ın muhalefet lideriymiş ya da ona hazırlanıyormuşçasına bu ülkede 23 yıldır depremin hatırlattığı kentsel dönüşüm sorununun çözülmediğini söylediğini duydum.
Yani dikey yapılaşma yüzünden özür dilediği İstanbul’unda içinde olduğu Marmara depreminden bu yana bir adım ileri gidilmediğinin FETÖ darbesi sonrasında dediği gibi “Allah affetsin” diyerek günah çıkarıyordu.
Hem de bir türlü dönüştürülemeyen ama en güzel alanlarına zenginlerce, hatırlı siyasi, siyasetçilerce, gizli ortaklı bürokratların hissedarı olduğu alanlarına çökülen kentlerden biri olan ve ana arterlerine, 'Acısı Yüreğimizde' Afişleri asılan İstanbul’da...