İktidar olacağını ve başta demokrasi olmak üzere yaşanan sorunları çözeceğini iddia eden CHP'liler ve onlarla baş edemeyen Kılıçdaroğlu'nun son gurup toplantısında 6 milyon oy almış bir partinin eş genel başkanını "Nasıl olur da kendi partisinin ilçe binasına sokmazsınız?" derken, sözde HDP'ye sıcak mesaj gönderirken bir insana tokat atan polise ve polislere de "Onların suçu yok onlara emir veren iktidar suçludur." deme şirinliğini de ihmal etmiyordu.
Halbuki aynı Kılıçdaroğlu söz konusu kendi İl Başkanı olunca Bursa mitingini iptal edip İstanbul Maltepe'ye gelmesini, İl Başkanı gibi getirilen siyaset yasağıyla sahadan atılmak istenen İBB Belediye Başkanı içinde programını iptal edip, Almanya'dan geri dönmesini biliyordu.
Ama bilmediği bir şey vardı o da; kendisinin de rahatsız olduğu, partisinin içindeki faşistlerden daha faşist ulusalcı, Kemalist ve o polisten daha çok polisiye romanları okuyan sahte ve adeta beyin ölümü yaşayan Bolu Beylerini görememesiydi...
Bolu Beyi demişken Kürtoğlu pardon Köroğlu'nun beyliğini yerle bir ettiği "Bu Bolu Beyi denen kimdir?" diye bir araştırmada yaptım.
Ve çocukken bir çok hikayesini dinlediğim, okulda basma kalıp, resmi ders kitaplarında okurken birçokları gibi bizlere kahraman diye yutturulanlardan olduğunu gördüğüm bu bey deneni bu kez de googelde araştırdım.
İktidarın etkilediği ileri sürülen mahkemeden önce karar verip, İmamoğlu'na 'eski İBB Başkanı' diyen googelde ki araştırmanın başında ilk gördüğüm şey 'Bey' kelimesine hakaret olan, bu kelimeyi hak etmeyen birini yani bir bölgenin sömürgecisini, halkın malında gözü olan, hakkı olmayana göz koyan bir zulümkâr olduğunu görmemdi.
Yani bey denen Bolulu bu günkü adıyla faşist, baskıcı, kapitalist, sömürgeci ve kendisinden başkasına hayat hakkı tanımayan, insanların dinine, diline düşman biri olduğunu görürken erinmeyip, bunların devrine son veren Kürtoğu yine pardon babasına ve halka yapılanlara isyan edip, dağlara çıkıp, bu faşist beye karşı mücadele eden Köroğlu'na da baktım.
Köroğlu'na bakarken de Yeldeğirmenlerine kafa tutan Donkişot'u, ardından Romalıları dize getiren Spartaküs'ü ve devlere başkaldıran masal kahramanlarından biri olan Güliver'leri de hatırladım.
Yani bugünkü adıyla Deniz Gezmişleri, Hüseyin İnanları andıran Köroğlu'nun babası Koca Yusuf'a yapılan zulme karşı 'Bendem ona selam söyleyin' dediği Bey denen ama beyliği hak etmeyen Bolulunun nasıl olup öldüğünü değil, geberdiğini de öğrendim.
Ve geldik; Kılıçdaroğlu'nun partisi olan CHP'nin içindeki sahte beyleri, o muhteşem dik duruşlarıyla başı göklere değen dağlardan adını alan sahte Boluluyu gördüm.
Ve bu tipin daha önce de yabancı göçmenlere su bile vermek istemediğini, en son marifetinin de HDP İl Başkanına atılan tokadı az bulduğunu söylemesi oldu.
Yani Maltepe, Saraçhane'ye koşarak giden ama konu HDP ve Kürt sorunu olunca bizim Saraçhaneye yakın gökdelenler ilçesi olarak bilinen ve Sarıgül'ün hala konuşulup, arandığı CHP'li, HDP'li seçilmiş yardımcısının görevden alınmasına timsah göz yaşı döken ak saçlı belediye başkanı ve diğerleri gibi işi bir twitle geçiştiren Kılıçdaroğlu'nun son grup toplantısında "Arkadaşlarımız, birlikte seçim kazanacağız." diyerek mavi boncuk uzattığı HDP ile seçimi kazanıp, ülkeye demokrasiyi getireceğini söylerken partisinin içindeki faşoları, ulusalcıları, Kemalist geçinen bu tipler 'onun askeriyiz' diyerek darbeci yönlerini saklamaya çalışıyorlardı.
Aynı KIlıçdaroğlu kendisi gibi eski milletvekili olan 6 milyon oy alan partinin İl başkanının İstanbul Kadıköy'de yaşadıkları ardından faşistçe bir açıklamada bulunan ve "Adam az bile yapmış." diyen partilisi Bolu'nun Belediye Başkanı olduğunu ve Suriyeli göçmenler üzerinden Kürt düşmanı olduğunu saklayanı göremezken bu ve bunun gibi tiplerin 'beyin ölümü' yaşadığını nasıl anlayacak ve bunları ne yapacağını, nereye koyacağını da bilemiyordu..
Ha unutmadan Demirtaş'ın dokunulmazlığını kaldırtan, Kaftancıoğlu'nun İmamoğlu gibi siyasette saha dışına itilmek istenmesinde bu tiplerin baskısı ve oluşturdukları kamuoyu sonucu olduğunu da iyi biliyoruz.
Bunların 'Kürttür anlamaz' dedikleri halkın bunların gerçek yüzlerini çok iyi tanıdığını ve bu nedenle 'Bolu beyine benden selam söyleyin' demediği gibi 'beni zaten döven sizi de dövsün' diyerek onları değil, başkalarını severek değil, bunların yüzünden yıllardır iktidara taşıdığını söylemekte fayda var biline..