Maden Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin mevcut zeytin ağaçlarını da yok edeceği yönünde yaşanan tartışmaları izlediğim esnada AK Parti Milletvekili Prof. Orhan Atalay'ın ilçesine adını veren yeşil çamların her yıl kesilip, yere devrilmesi ve yine ilçesinin sınırları içinde bulunan Allahuekber Dağları’ndan doğup, Hazar'a kadar uzanan Kura Nehri’nin suyunun büyük bölümünün önünün Beşikkaya Barajı ile başlayıp, yönü değiştirilerek, Karadeniz'e akıtılması konusunda yaptığı komik savunmalarını okuyorum.
İlahiyatçı vekilin de bildiğini sandığım ve Peygamber Efendimiz'in (S.A.V.) sabah en az 3 zeytin yiyerek güne başlayın tavsiyesinin açılımı olan zeytinin önemini anlatmak isterim.
Zeytin ile yağı, doğanın insanlara bahşettiği anne sütü gibi değerlidir.
Midede doğal olarak bulunan 11 kötü bakterinin en az 8'ini tedavi edip yok etmede zeytin ve zeytinyağının büyük önemi vardır.
Kalori açısından 20 zeytinde 100 kalori bulunmaktadır.
Omega 9 yağ asidi açısından da önemlidir zeytin.
Redondo Beach’ın, Kaliforniya’da yaşayan yaşlı bir adamın ağaç için yazdığı mektubu da buraya iliştiriyorum.
“Merhaba sayın belediye reisi. Bugün bu mektupla size ölüm, yeniden doğmak ve intikam üzerine bir hikâye anlatacağım…
3 yıl önce bugün, sizin başkanlık yaptığınız Redondo şehir konseyi, evimin önünde büyüyen ve 30 yaşında olan ağacı kesme kararı aldı.
Bunun tek sebebi ağacın köklerinin kaldırımın üzerine çıkmaya başlamasıydı. Gerçek bir sorun bile değil…
Tüm bunların üzerine, ağacın bakımını düzenli olarak ben yaptığım ve evimin önünde olmasından dolayı, ağaç kesim masraflarını da ‘yasa gereği’ bana ödettiniz.
O ağaca gerçekten bir aile bireyi gibi bakmıştım. Gerektiğinde gübreledim, zararlılardan korunması için ilaçlar verdim.
Bir fideyken dik durabilmesi için ona destek yaptım. Zamanla büyüdü ve çok güçlü bir ağaç oldu.
Evladı kendi ayakları üzerinde durmaya başlayan bir baba gibi gururluydum. Ben bu dünyadan ayrıldıktan sonra bile, arkamda benden kalan canlı ve yaşayan bir hatıra bırakmanın verdiği mutlulukla hayatımın son yıllarını geçiriyordum.
Ancak sizler belli belirsiz bir bahaneyle, çocuğum gibi gördüğüm, ağacımı öldürdünüz.
Bununla da yetinmeyip, celladının ücretini dahi bana ödettiniz. Başkan, Steve Aspel, 3 yıl önce siz benim evladımı öldürdünüz…
Ve bugün intikam zamanı!
Siz ağacımı kestikten 5 ay sonra, yani bundan 2 yıl 7 ay önce, şehrin belediye yetkisi altındaki çeşitli yerlerine, 45 adet Redwood Kaliforniya çamı ve 82 dev sekoya ektim.
Bilmiyor olabilirsiniz, ancak ektiğim bu ağaçların özelliği dev boyutlarda olmaları ve boy atmaya başlamadan önce toprağa sıkı sıkı kök salmaları.
Yani siz bu mektubu okuduğunuz sırada, dışarıdan küçük gözüken o ağaçlar toprağa doğru 10 metre kök saldılar bile.
Önümüzdeki, aylar içerisinde ise mevsimleri geldiği için akıl almaz bir hızla uzamaya başlayacaklar ve boyları 70 metreye dayanacak…
Siz o gün görmezden gelebileceğiniz bir sorunu, kendinize görev edinip ağacımı kesmiştiniz. Bugün ise, belediye denetimi altında olan yerlerde 100’e yakın dev ağaç büyümekte ve bu ağaçlar benim ağacım gibi kolayca sökebileceğiniz ağaçlardan değil…
Bunu yapmaya kalksanız bile, her birinin kökünden sökmek size bir servete mal olacaktır…
İyi günler, sayın belediye başkanı…
Sadece kökü kaldırıma çıktı bahanesiyle kestiğiniz o ağacın, bugün 100 ağaç olarak geri döndüğünü size iletmek için bu mektubu yazıyorum ve hayatımın son günlerinde size ağaç dolu bir şehir bırakıyorum. İşte benim intikamım…”
Evet sayın ilahiyatçı vekil… 8, 9 yıl önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sunduğunuzu söylediğiniz ‘Posof Ulgar Projesi’nin de, aslında bir HES projesi olan Beşikkaya Barajı’nın tarım barajı olduğunu söylemen de boştur. İlçene (Göle) adını veren yeşil çamlar devrilirken yaptığın açıklamalar da aynı şekilde…
Ancak, Ukrayna'da mağdur kalan onca vatandaşımız varken kendi akraban, orada bulunan öğrenci kız çocuğuna sahip çıkıp, getirtmeni de takdir ediyor ve babası adına teşekkür ediyorum. Bunu da dipnot olarak eklemek istedim.