Van Gölü artık güvende!
Van Gölü ve çevresinin 'doğal sit-sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanı' olarak tescillenmesi, havzanın daha iyi korunmasına katkı sağlayacak.
Son yıllarda sıcaklığın yükselmesine bağlı gelişen aşırı buharlaşma ve yağışların azalması nedeniyle su seviyesinin sürekli düştüğü göl ve çevresi, 'doğal sit-sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanı' olarak tescillendi.
"BU SADECE BİR BAŞLAGIÇ"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan da karara ilişkin sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "Başlattığımız Van Gölü'nü Koruma Eylem Planı ve Uygulama Programı'nın nihayetinde ülkemizin mavi şöleni Van Gölü ve çevresi sit alanı ilan edildi. Yegane değerimizin gelecek kuşaklara daha temiz ulaştırılması için atılan bu adım, sadece bir başlangıç. Hayırlı olsun." değerlendirmesinde bulundu.
"ÇOK OLUMLU BİR ADIM"
Van Gölü havzası ve çevresindeki su kaynaklarıyla ilgili araştırmalar yürüten Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, tescil kararının gölün geleceği açısından önem taşıdığını söyledi. Küresel ısınmayla suyun giderek çekildiği Van Gölü'nde, koruma çalışmalarının iyi sonuçlar doğuracağına inandığını belirten Alaeddinoğlu, şunları kaydetti:
"Yaşanan buharlaşma en çok sulak alanları etkiliyor. Van Gölü ve çevresindeki havza bu sulak alanlardan biri. Van Gölü aslında Türkiye'nin en önemli sulak alanı. Bu alandaki mevcut su kaynakları, sıcaklıklar nedeniyle olumsuz birtakım sonuçlara maruz kalıyor. Sadece ülkemizde değil dünyanın birçok ülkesinde benzer bir tablo var. Fakat korumak adına çok ciddi adımlar atıyorlar. Koruma kanunları çıkarıyorlar, o göllerin yaşatılması için ciddi kaynak ayırıyorlar. Türkiye'de de bu anlamda adımlar atılıyor. Son yıllarda küresel ısınmayla suyun çekildiği göl ve çevresinde insanlar kontrolsüz bir şekilde yapılaşmaya gitti. Bu kontrolsüz yapılaşmanın önüne geçmek için de göl ve çevresinin doğal sit alanı ilan edilmesi çok değerli. Gölü yaşatmak, bölge insanının yaşam alanı olarak görmek istiyorsak buna ihtiyacımız var."
Yakın gelecekte gölün çok daha özel bir alan olacağını ve insanların dinlenmek için tercih edeceği bir noktaya geleceğini belirten Alaeddinoğlu, şöyle devam etti:
"BÖLGEYE BÜYÜK KATKI SAĞLAYACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM"
"İnsanlar göle ulaşmak için uzun mesafe kat ediyor. Kıyı kesimleri konutlar tarafından işgal edilmiş durumda. Neredeyse halk göle ulaşmak için konut sahiplerinden izin isteyecek duruma geldi. Bunun önüne geçilmesi gerekiyordu. Bu nedenle bu tescil süreci, gölde kontrollü gelişmeyi ya da belli alanların tamamen yerleşmeye açılmaması şeklinde kendini gösterecek. Bu da çok olumlu bir adım. Van Gölü çok özel bir alan. Uzun yıllar bu çekilme devam edecek. Dolayısıyla uzun vadede çekilmenin yaşanacağı gölde açığa çıkacak yeni kumsal alanların yönetimi de bu tescil süreci sayesinde olacak. Buna da imkan sunmuş oldu. Hem göl ve kıyıları korumuş olacağız hem de bölge insanı ve misafirleri ağırlayabileceğimiz bir alan yaratacağız. Dolayısıyla bu yeni düzenlemenin bölgeye büyük katkı sağlayacağını düşünüyorum."
Uzun yıllardır Van Gölü'ndeki kirliliğe dikkati çekmek için faaliyetler yürüten Vangölü Aktivistleri Derneği Başkanı Erdoğan Özel de tescil kararını memnuniyetle karşıladıklarını dile getirdi.
Gölün artık daha temiz kalacağını ifade eden Özel, şunları kaydetti:
"Dünyanın en büyük sodalı gölünü geleceğe taşımak için mücadele veriyoruz. Koruma çalışmalarıyla ilgili son gelişmeler bizi memnun etti. Kapalı bir havzada yer aldığı için gün gittikçe çeşitli problemlerle baş başa kalıyor. Kirlilik ve kuraklık en büyük tehdit. Bu tehditlerin bertaraf edilmesi ve gölün bu maviliğinin, eşsiz güzelliğinin gelecek kuşaklara aktarılması için bir koruma kanunu gerekiyordu. Doğaseverler olarak çok mutlu olduk. Doğal sit alanı ilan edilmesiyle bir statüye kavuştu. Bu statüyle birlikte göl eskisi gibi kirlenmeyecek, daha kontrollü şekilde kullanılacak. Turizme daha çok hizmet edecek."