- Haberler
- Bitlis
- Sosyolog Adem Palabıyık: 'ABD, PKK'yı sadece Kürt halkı arasında fitne çıkarmak için Gabar Dağı'ndaki petrol için besliyormuş'
Sosyolog Adem Palabıyık: 'ABD, PKK'yı sadece Kürt halkı arasında fitne çıkarmak için Gabar Dağı'ndaki petrol için besliyormuş'
Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) Öğretim Üyesi Sosyolog Adem Palabıyık, PKK'dan temizlenen Gabar Dağı'ndaki sondaj aramaları neticesinde çıkarılan petrole dikkat çekerek, ABD, PKK'yı sadece Kürt halkı arasında fitne çıkarmak için Gabar Dağı'ndaki petrol için besliyormuş dedi.
Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) Öğretim Üyesi Sosyolog Adem Palabıyık, PKK’dan temizlenen Gabar Dağı’ndaki sondaj aramaları neticesinde çıkarılan petrole dikkat çekerek, "ABD, PKK’yı sadece Kürt halkı arasında fitne çıkarmak için Gabar Dağı’ndaki petrol için besliyormuş" dedi.
Sosyolog Palabıyık, Gabar Dağı’nda çıkan petrol aleyhine yapılan paylaşımların ekseriyetinin yalan ve maksatlı olduğunu ve petrolün ülkemize kazandıracağı katma değerin oldukça yüksek bir meblağ olacağını ifade etti. Türkiye’nin yaşadığı yıkıcı afet sonrası elde ettiği kazanımlarla birlikte daha hızlı ilerleyeceğini ve büyüyeceğini ifade eden Palabıyık, "Günlerdir Gabar Dağı’ndan çıkarılan petrolün kalitesi ve ülkemize olan katkılarını konuşuyoruz. Özellikle PKK ile anılan bölgelerdeki yer altı zenginliklerinin artık tesadüf olmadığına inanıyorum. PKK, özellikle ABD ve Avrupa devletleri tarafından bu bölgelerde tutuluyor. Bu tam bir projedir. PKK, ABD ve Avrupa devletlerinin bir projesi olarak karşımıza çıkmıştı zaten. Kürt halkının hakkını savunduğunu iddia eden ama bunun koca bir yalan olduğunu bildiğimiz gibi, Kürt halkına en çok işkence eden, kanını döken ve zarar veren terör örgütü, yer altı zenginliklerinin elde edilmemesi için kukla olarak ülke dışından yıllarca yönetilmiş ve bölge halkının yoksullaşması için elinden geleni yapmıştır. Terör örgütü PKK, tüm yer altı zenginlikleri olan alanlarda kurulmak istenen sözde terör devleti için savaşıyordu. Yer altı zenginliklerinin terör devleti tarafından yönetilmesini isteyen ABD’nin ise kazancı çok büyük olacaktı. Hiçbir şey yapmadan büyük bir rezervin sahibi olacak ve tek bir kuruşunu Kürtler için kullandırtmayacaktı. Sadece burası değil Hakkâri ve Şırnak sınırları ile sınır ötesi tüm bölgelerdeki yer altı zenginlikleri için oldukça hızlı harekete geçilmelidir. Ülkemiz, acilen güçlü operasyonlar ile tüm bölgeyi temizleyerek yer altı zenginliklerini elde etmelidir. Çünkü ABD, PKK’nın güç kaybettiğini anladığı takdirde çeşitli şekillerde bu bölgelerde hak iddia edecektir. PKK’dan ziyade ABD’ye bu hakkı vermemek lazım. Yine ivedi biçimde bilim heyeti kurularak bölgenin yer altı zenginliklerinin haritası çıkarılmalı ve terörün temizlendiği yerlerde aramalar başlatılmalıdır” dedi.
"Petrol gelirinin bir kısmı, aileyi güçlendirmek için kullanılacak"
Gabar petrol gelirinin bir kısmının aileyi güçlendirmek için kullanılacağını belirten Sosyolog Palabıyık, "Cumhurbaşkanımız küresel olguların aile kavramı üzerinden devletleri çökertme projesini gördü ve LGBT gibi örgütlerin, toplumsal süreçlerde yer almaması gerektiğinin altını defaatle çizdi. Bu önemli bir girişimdi, zira LGBT gibi terörize edici yapılar, aile kavramının zeminini oymakta ve toplumsal düzenin sonunu getirmektedirler. Aile sosyoloji açısından da olumsuz fikirde en tehlikeli yerde duran örgütlerden biri olan LGBT’nin, bizzat Cumhurbaşkanımız tarafından öteki veya kabul edilmeyen olarak konumlandırılması ülkemizin aile yapısı tarafından mühimdir. Aile kurumunu güçlendirmek için petrol payının ayrılması ve anneliğin teşviki ile birlikte toplumsal düzenin zemini sağlamlaşacaktır. Ayrıca, neslin sağlıklı biçimde devamı için de ailenin varlığını korumak bizzat devlet eli ile sağlanmalıdır. Terörize edici yapıların bir araya geldiği yüzyılımızda asıl tehlikenin aile kurumunun yok olmasıyla bağlayacağını bilen duyarlı isimlerin de aile kavramına sahip çıkmaları en az siyasi tavırlar kadar önem arz etmektedir. Bu önemin, bizzat Cumhurbaşkanımız tarafından ekonomik anlamda destekleneceğinin açıklanması da sürecin sağlıklı ve bağımsız ilerlemesine ciddi katkı yapmıştır” ifadelerini kullandı.