• Haberler
  • Kültür
  • Osmanlı oyuncaklarını yaparak bir kültürü yaşatmaya çalışıyor

Osmanlı oyuncaklarını yaparak bir kültürü yaşatmaya çalışıyor

Geleneksel Eyüp Oyuncakçısı'nda, Osmanlı döneminin çocukları için vazgeçilmez olan saltanat kayığı, aynalı beşik, şehzade arabası ve topaç gibi birçok oyuncak tıpkı 500 yıl önce olduğu gibi ahşaptan üretiliyor. Dönemin oyuncaklarını birebir yapan Kültür ve Turizm Bakanlığı geleneksel ahşap oyuncak sanatçısı Şennur Ülker bir kültürü yaşatmaya çalışıyor.

Osmanlı oyuncaklarını yaparak bir kültürü yaşatmaya çalışıyor
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Geleneksel Eyüp Oyuncakçısı’nda, Osmanlı döneminin çocukları için vazgeçilmez olan saltanat kayığı, aynalı beşik, şehzade arabası ve topaç gibi birçok oyuncak tıpkı 500 yıl önce olduğu gibi ahşaptan üretiliyor. Dönemin oyuncaklarını birebir yapan Kültür ve Turizm Bakanlığı geleneksel ahşap oyuncak sanatçısı Şennur Ülker bir kültürü yaşatmaya çalışıyor.

Yaklaşık 500 yıl önce popüler olan Osmanlı oyuncakları, Eyüp Oyuncakları olarak bilinirdi. Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde Eyüp’te 100 oyuncak dükkanı ve 105 esnafın bulunduğu yer alırken, oyuncakların hepsinin de ayrı bir hikayesi olduğundan bahsediliyor. Seyahatnameyeye konu olan ahşaptan oyuncaklar, bugün hala Eyüpsultan’da bulunuyor. Osmanlı döneminin oyuncaklarını birebir yaparak bir kültürü yaşatmaya çalışan Kültür ve Turizm Bakanlığı geleneksel ahşap oyuncak sanatçısı Şennur Ülker, Geleneksel Eyüp Oyuncakçısı’nda çocuklara oyuncakların yapımı eğitimini veriyor. Minikler oyuncakçıda düdüklü testi, topaç, saltanat kayığı, aynalı araba, kuşlu araba gibi geleneksel Eyüp oyuncaklarının yapımını, işin ustasından öğreniyor. Aynı zamanda kurguladığı masala Osmanlı oyuncaklarını yerleştiren Ülker, masalı canlandırarak çocuklara anlatıyor. Çocuklar bu etkinlikle hem öğreniyor hem de eğleniyor.

"Biz çok önemli bir geleneği yaşatmaya çalışıyoruz"

Osmanlı döneminin oyuncak geleneğini yaşatmaya çalıştığını söyleyen Kültür ve Turizm Bakanlığı geleneksel ahşap oyuncak sanatçısı Şennur Ülker, "Burada 500 yıl öncesinin oyuncaklarını yaşatmaya çalışıyoruz. Çok eski oyuncaklar, aslında Osmanlı dönemine aitler. Osmanlı döneminde Eyüp semti hakkında Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde 100 oyuncakçı dükkanından ve 105 esnaftan bahsetmiş. Demek ki burada çok büyük bir sanayi varmış. Hatta burada yapılan oyuncaklar, diğer şehirlere ve diğer ülkelere çünkü Osmanlı döneminde çok büyük kapsamlı olduğu için oralara buralardan oyuncaklar gidiyormuş. Biz çok önemli bir geleneği yaşatmaya çalışıyoruz" ifadelerini kullandı.

"Bütün çocukların onlar için güzel dileklerde bulunmasını ve onların hepsinin bir oyuncağı olmasını dilemelerini söyledim"

Masallar eşliğinde çocuklara Osmanlı döneminin oyuncaklarını anlatan Ülker, "Geleneksel oyuncaklarımı masallar eşliğinde çocuklarıma anlatıyorum. Çocuklara oyuncakları anlatma meselesi şöyle; bu kadar eski oyuncaklar çocuklar artık oynamıyor. Çünkü artık onların ellerinde elektronik eşyalar, tabletler ve telefonlar var. Bu sebeple de bu oyuncakları artık unuttular. Çocuklarımıza, dünya çocuklarının hepsinin de bu şekilde nasıl mutlu olabileceklerini aktarmaya çalıştık. Ama bu oyuncakların çok eski olduğunu anlatırken aynı zamanda da bu oyuncaklarla da hala oynanabileceğini bunların da yöntemini boyayarak anlatmaya çalışıyoruz. Çocuğun giderken buradan bir oyuncağı oluyor. Bugün çocuklarımız geldi ve onlara geleneksel oyuncakları masallar eşliğinde aktardım. Masallar eşliğinde aktarırken küçük bir mesaj bölümü var. Çocukların hepsinin gözünü kapattırarak, kendiniz bütün dünya çocukları için dua edin. Savaş var dünyada çocukların zulüm görmesi çok kötü bir durum. Bütün çocukların onlar için güzel dileklerde bulunmasını ve onların hepsinin bir oyuncağı olmasını dilemelerini söyledim" şeklinde konuştu.

"Neredeyse 45’e yakın oyuncak çeşitimiz var"

Osmanlı döneminden birçok oyuncağın olduğunu ifade eden Ülker, "Hepsinin kendine has özellikleri var. Mesela bir tanesini size aktarayım. Bu şehzade oyuncağı diye geçiyor. Denge oyuncağıdır. Çocuklarımızın dengede durmasını sağlıyor. Bir şehzade yürüyemediği için özel olarak Eyüp’te yaptırılan oyuncaklardan birisi. 1950’lili yıllarda plastik oyuncaklar, teknoloji geliştikçe burada satılan ahşap oyuncakların hepsi rafa kalkmış. Bunları artık büyükler de, çocuklar da almamaya başlamış. Hem biraz maddiyat yüzünden hem de o plastik oyuncaklar daha cezbetmiş. Bu oyuncaklar kaybolduktan sonra 2005 yılında bir proje hazırlanmış. Bu projenin içinde eğitim alan 60 kadındık. İçlerinden sıyrılıp bu işi tutkuyla yapan birisi olarak ben bu oyuncakların bir markası olması gerektiğine inandım. 2006 yılında kooperatiftik sonra kapandı. Ben kendi işletmemi kurdum. İlk olarak yaklaşık 30 çeşit oyuncak öğrendim. Ben burada oyuncakların çeşidini daha da arttırdım. Neredeyse 45’e yakın oyuncak çeşidimiz var. Bir çocuğa şunu sormamamız gerekiyor; büyüyünce ne olacaksın? Büyüyünce çocuklar iyiliksever olacaklar. Ben dünya çocuk hakları gününde bunu aktarmak istiyorum. Bütün çocuklarımızın dünya çocuk hakları günü kutlu ve mutlu olsun" dedi.

"Davul gördüm bir de ahşaptan gemiler gördüm"

Geleneksel Eyüp Oyuncakçısı’na gelen 9 yaşındaki Emir Halis Öz, "Eyüp Oyuncakları Müzesi’ndeyim. Davul gördüm bir de ahşaptan gemiler gördüm. Saplı davulu sevdim. Bir de kuş sesi çıkaran düdüklü testiyi sevdim" dedi.

Bakmadan Geçme