Mutluluk bumerangı
Zafer Tunç
En son ne zaman “çok mutlu” olduğunuzu kendinize sordunuz mu hiç?
Sorun...
"Hayatı ıskalamayın" klişesinden söz etmiyorum.
Toplum olarak gerek ekonomik nedenler gerekse sosyolojik birtakım sebeplerden ötürü mutlu bir hayat kurmakta zorlanıyoruz.
Ebeveynler mutlu bireyler yetiştirmekten ziyade kendi kriterlerine göre başarılı çocuklar yetiştirmeyi önceliyor.
Keza eğitimciler de bu yanlışa düşüyor.
Müfredata göre başarılı öğrenciler yetiştirmek hedefiyle yetiştirdiğimiz öğrenciler sınavlarda başarılı olsa da çoğunlukla günlük hayatta mutsuzlar.
Ne ebeveyn olarak ne de eğitimciler olarak mutlu bireyler yetiştirebiliyoruz.
Çünkü toplum olarak kendimiz de mutlu olmakta zorlanıyoruz.
Bunda yaşadığımız çetrefilli coğrafyanın bitmek bilmeyen sorunları baş etken olsa da biraz da bununla mücadele etmeyi öğrenmeliyiz.
Başa dönelim. En son ne zaman “çok mutlu” hissettiniz?
Veyahut “mutlu” olmak için ne yaptınız?
Bu sorulara yanıt vermeden önce sizi neyin en çok mutlu ettiğini keşfetmeniz gerekiyor.
İnsan doğası gereği sosyal bir canlıdır. Hangi sosyal faaliyete katıldınız? Herhangi bir sanatsal faaliyete aktif katıldınız mı?
"Benim ne sanata ne spora, hiçbir şeye ilgim yok" demeyin. Her insanın bir ilgi alanı vardır.
Öncelikle kendinizi keşfedin.
Bazı romantikler mutluluğun küçük şeylerde gizli olduğunu, buna kendinizi keşfederek ulaşabileceğinizi ifade eder. Örneğin, pencereden yağmuru seyrederken kahve içmek de insanı mutlu edebilir, güneşli bir havada yürüyüş yapmak da...
Eskiler sağlık olduktan sonra mutluluk kendiliğinden gelir derler.
Bugünlerde ise mutluluk “sosyal medya”da aranıyor. Sosyal medyadaki paylaşımınız çok beğeni aldığında mutlu hissediyorsunuz.
Bu yönden "Mutluluk nedir?" sorusu felsefi bir tartışmaya açık.
Herkes bu soruya subjektif birçok yanıt verebilir.
Kanaatimce asıl önemli olan mutluluğa ulaşma adına çabamız var mı, toplum olarak mutluluk hedefimiz nedir gibi soruların yanıtları...
Televizyondaki öğle kuşağının absürt programları, gazete ve haber bültenlerindeki şiddet içerikli olaylar mutluluk olgusunda toplumun haletiruhiyesine dair işaret veriyor ki, bu hiç de iç açıcı değil.
İnsana değer veren, hayvanları ve doğayı koruyan, sanatta, sporda ve elbette eğitimde gelişmiş ülkelerin vatandaşlarının daha mutlu oldukları bir gerçek.
Her insanın değerli olduğunu, tüm canlıların yaşam hakkı olduğunu anladığımızda ve doğayla barışık yaşamayı öğrendiğimizde mutlu bir coğrafya kendiliğinden oluşacaktır.
Ülke olarak bu felsefe çerçevesinde mutluluk bumerangını çevremize savurabilirsek dönerek tekrar bizi yakalayacaktır.
2023 yılında mutlulukların peşinizi bırakmamasını temenni ederim...