Muş'ta 'Benim Hikayem' mottosuyla '10. Uluslararası Onkoloji Günleri' başladı
Muş'ta Benim Hikayem mottosuyla düzenlenen 10. Uluslararası Onkoloji Günleri programına 10 ülkeden 120 gönüllü katılıyor.
Muş’ta "Benim Hikayem" mottosuyla düzenlenen "10. Uluslararası Onkoloji Günleri" programına 10 ülkeden 120 gönüllü katılıyor.
Meme kanserine dikkat çekmek için Genç Birikim Derneği tarafından Ticaret ve Sanayi Odası konferans salonunda düzenlenen 10. Uluslararası Onkoloji Günleri" programı 2 gün sürecek. 10 ülkeden bilim insanları ve kanser hastalarının katıldığı programda konuşan Genç Birikim Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Salih Yüce, 2005 yılında 1. Uluslararası Onkoloji Günlerine 10 ülkeden katılımcıların katıldığını ifade ederek, "Bu yıl 10’uncusunu yapıyoruz. Yaklaşık 280 konaklamalı misafirimiz var. Aramızda 10 ülkeden 120 yabancı konuğumuz var. 1999 yılında yumuşak doku kanserine 20 yaşından kansere yakalandım. Çok genç yaştaydım. Genç yaşta yakalanmama rağmen derneği kurdum. Gençlerle kanserle mücadele etmek için kurmuştuk. Bugün geldiğimiz noktada Avrupa’da Türkiye’de ve dünyada çok iyi networkun içerisinde yer almaya başladım. Bu bizim için olabildiğince mutluluk verici. Her yıl çeşitli hastalık kongrelerine gidiyoruz. Buradan da edindiğimiz bilgilerle deneyimlerle hem kendi ilimizde hem ülkemizde bunu yaygınlaştırmaya çalışıyoruz" dedi.
Programda bu yıl yaklaşık 50 kanser hastasının olduğunu aktaran Yüce, "Çok büyük bir adım bizim için. Çünkü Türkiye’nin değişik ilerinden buraya gelmişler. Meme kanseri hastaları olarak. Önümüzdeki yıl Türkiye’nin bütün illere yayarak kanser hastalarına Muş’ta toplamak istiyoruz. Gençlere sesleniyorum, 20 yaşında kansere yakalandım. 20 yaşında kansere yakalandığım zaman çok olumsuz bir şekilde yani kanser olduğum dönemde internet bu kadar yaygın değildi. Bilgiye bu kadar rahat ulaşamıyorduk. Biz kanserle mücadeleye çok kolay bir şekilde başlatabiliriz" şeklinde konuştu.
Genç Birikim Derneği İstanbul Temsilcisi Nevin Çolak ise 15 yıl uçuş hayatının 15 yıl ise yöneticilik hayatın olduğunu aktararak, "Kanseri biliyoruz, duyuyoruz ama yaşamadığımızda bunu bilmiyorsunuz aslında. Yani sadece ateş düştüğü yeri yakar. Biz bir projeye başladık ve çevremde ne kadar çok kanser hastası olduğunu fark ettim. Kabin memuru arkadaşlarımdan da kanser olan vardı. Kanser deyince insan bir korkuyor, ürküyor ama işin içine girdiğinizde korkunun üzerine gitmeniz gerekir. Bilmediğiniz şeyden korkarsınız ama işin içine girdiğinizde o insanların savaşına hayran kalıyorsunuz. Biz bir toplumun parçasıyız ve bu toplumun sağlıklı mutlu iyi olmasını istiyoruz. Ama hiçbir şey yapmadan olmuyor. İnşallah ailemiz her gün daha çok genişleyecek ve daha fazla insana ulaşacağız. İnşallah kanser sayıları gittikçe azalacak ve amacımıza ulaşacağız" dedi.
Erken tanı ile başka hayatları kurtarabileceklerini ifade eden Gazeteci Yazar Fulya Soybaş ise, “Hem gazeteci kimliğiyle hem de hasta kimliğiyle buradayım. 2 yıl önce kanser tanısı konuldu bana. 16 kemoterapi ve 30 radyoterapi aldım. Hormon tedavisi devam etmekte. Kanser olduğumu öğrendikten sonra Türkiye’nin dört bir tarafından hiç tanımadığım yüz yüze gelmediğim görüşmediğim sesini duymadığın yüzlerce insan ulaştım. Şimdi ben de onların elçisi olarak aynı şekilde başkalarına ulaşmaya çalışıyorum. Erken tanıyla farkındalığı arttırarak başka insanların hayatını kurtarabiliriz. Bu konuya çok önem veriyorum. Türkiye’nin en batısından en doğusuna kadar hepimiz buradayız. Her 8 kadından biri meme kanserine yakalanıyor. Aynı yüksek oranda olmasa da erkekler için de önemli bir hastalık. O yüzden farkındalığı arttırmak önemli. Kontrollerinizi aksatmayın ve etrafınızdakileri uyarın. Zorluklar insanlar için. Bu zorluklarla karşılaştığımızda bu zorluğu kendiniz için kullanın pozitife çevirin” ifadelerini kullandı.
Program, "Erken Tanı ve Tarama" konulu panelle devam etti.