G20 Liderler Zirvesi’nde iken Polonya'ya düşen füze sonrası, bakanının tam tersine bir hareketle Taksim'de yaşananlar için dilenen başsağlığı mesajlarını kabul eden ABD başkanının çağrısı üzerine bir araya gelen bazı NATO üyesi ülke liderlerinin olduğu masaya davet edilmemesini 'önemsiz' diyerek geçiştiren Erdoğan, kendisine 'muhtar olamaz' diyen, beyaz Türklerin 'şerefsiz' manşeti atarak memleketi terk ettirdiği Ahmet Kaya’nın mezarını ülkeye taşıyabileceklerini belirtmiş.
‘Düğün değil, bayram değil eniştem beni niye öptü?' misali CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun durduk yerde gündeme getirdiği başörtüsü konusuna benzer bir durum olan Erdoğan'ın bu açıklamasına baktığımızda içimizden “Ahmet Kaya'nın mezarının taşınması ne alaka şimdi?” demek gelse de, daha öncede yani Kürt açılımı denen barış süreci günlerinde Berfo Ana’nın oğlu Cemil Kırbayır gibi faili meçhulleri bulacaklarını dile getirdiklerini hatırlıyoruz.
Esrar, eroin yani uyuşturucu bolluğunun; satıldı denen uçakta olduğu gibi gemilerde tonlarca malın getirilip, götürüldüğünün; Taksim cinayetinin; ortası bulunmayan enflasyon rakamlarının konuşulduğu bir ülkede Ahmet Kaya'nın mezarının ülkeye getirilebileceğini gündeme taşınmanın ne anlama geldiğini düşünürken, Erdoğan'ın altılı masayı terk etmesi gerektiğini söylediği İYİ Parti’den gelen yanıtı bekliyorduk.
Ve yanıt Akşener’den geldi:
"Bizi dürtmeye kalkışmış. Sayın Erdoğan’ın yaptığı zikzaklara alıştık. Masaya oturan, açılım yapan, teröriste terörist diyemeyenlerle bir araya gelen kendileri. Biz Erdoğan ve arkadaşlarının yaptığı yerli ve milli tanımına ihtiyaç duyan bir parti değiliz. İYİ Parti çizgisinde kırık olmayan dün neyi savunuyorsa bugün de aynısını savunan insanların partisidir. Dolayısıyla milletimizin geleceğinin heba edildiği bir kumar masasında değiliz.” dedi.
Taksim saldırısı üzerinden teröre kol kanat geren ABD'ye tepki gösteren Erdoğan’ın, “Terör örgütüne destek verenler dökülen her kana ortaktır. Teröristler kimin arkasına saklanırsa saklansın kendilerini bekleyen akıbetten kurtulamayacaklardır.” derken seçimler öncesi endişesi de görülüyor.
Ve bugün briket ev yapılan Suriye topraklarında bulunan Süleyman Şah Türbesi’ni taşımakla tecrübeli iktidarın ailesi izin vermesi halinde Ahmet Kaya'nın da mezarının taşınacağını belirten aynı Erdoğan'ın bu çıkış ve çabalarının yanında diğer taraftan da bizzat izniyle anasını babasını görmeye götürülen Demirtaş'ın hitap ettiği kesime yani Kürt oylarına oynadığını da görmekteyiz.
Ancak 'O kadın' denen ve partisiyle karşı karşıya gelen Akşener gibi Demirtaş'ın da "Bunca haksızlıklar devam ederken beni değil jetle Diyarbakır’a, mekikle Mars’a da götürseler durum değişmez" vurgusu yapması karşısında ne yapılsa işe yaramayacak gibi…
Çünkü ölen ölmüştür, geri gelmez. “Mezar taşımak bizim işimiz” deyip, ölenin cenazesini oraya da buraya da taşısanız ne olur?