İlk olarak yani batıda bulunan Ardahanlı tarihinde benimle arkadaşlarımın ilk kez düzenlediği ve bir günde 1 milyon 800 bin insanın yarısından çoğu ödenmeyen 50 bin TL’lik bütçeyi İstanbul Maltepe etkinliğine döküp, 'Güçlü Bir Ardahan Lobisi' parolası ile düzenlediğimiz ve Ardahan adını 16 milyonluk İstanbul'un her caddesine, ana arterine yazdırmakla yetinmeyip, yerel ve ulusal basında gündemin ilk sıralarına taşıdığımız Ardahan Tanıtım Günlerini hatırlayan var mı bilmem?!
Bugün yapılan ama semt pazarlarına kadar düşen bu yöndeki etkinlikler bir kibrit alevi gibi yanıp sönerken onca sorunla baş başa bulunan ve devam eden göç ile boşalmaya devam eden Ardahan yine aynı Ardahan olarak karşımızda durmakta.
Ben ve arkadaşlarımın düzenlediği o unutulamayan ve bugün yapılanlarını da bizim yaptığımızı sanıp, ya ilk etkinlik gibi olmadı denen onca etkinlik yapanların kravat takıp gittikleri ve 9 göreve bakan rektör gibi cağ yiyerek, üniversitenin misafirhanesinde yatıp, kent merkezine inmeden kurtarmaya çalışsalar da Ardahan'da göç ve sorunlar devam ediyor.
Halbuki biz 'Güçlü Bir Ardahan Lobisi' derken birileri demek istediğimizi lobiye sanmış ve paçalarımıza yapışırlarken ne demek istediğimizi kulak ardı ederken kendileri de bir şey olamamıştılar. Gerçi güçlü lobi derken batıda güçlü olmak ve bu güç ile kentimize siyasi, sosyal ve sivil toplum örgütçülüğü ile sahip çıkılması gerektiğini anlayanlarda olmadı değil ama bizim gibi onların da çabası bunu anlatmaya yeterli olmadı.
Yetmedi o oluşturduğumuz hava ile tarihinde ilk kez 4 belediye başkanı seçilen batıdaki belediye başkanları da kısa süre içinde topluma kapılarını kapatmış, bu yetmezmiş gibi kendi dost, akraba, arkadaş eşlerini, çoluk çocuklarının ağzına bir iki parmak bal sürdükten sonra beceriksizlikleriyle hemşeri sermayesini kısa sürede tüketip, onca emeği çarçur ettiler.
Evet, yeni bir kış öncesi yine siyasette milletvekili yetmez, belediye başkanlarının da çantacı, bürokraside vekilin vekilinin vekili yönettiği Ardahan bürokrasisinin Ardahan’ın gelişimi konusunda ne kadar azimli çalıştığını bütçesini bağlamaya çalışan ve Ardahan’ın 5 yıllık Performans Planına sundukları (!) raporları da görmüyor değiliz..
Yani Ardahan’ın geleceğinin yönlendirildiği Performans Planı için başta üniversite olmak üzere birçok kurumun rapor hazırlamadığı Ardahan’da yağan kar ile birlikte kış turizmi ile ilgili nasıl bir çalışma yapıldığını da bilmiyoruz.
Yayla turizmini geliştireceğiz denen kentte birkaç sönük festivalden öteye götürülemeyen Ardahan’ın 6 ay boyunca altında kaldığı karları nasıl olup ekonomiye kazandıracağını acaba düşünen oldu mu, yıllardır turizm müdürü olmayan Ardahan'da kar turizmini düşünürken.
Bilmem ama kar turizmininde KAI'nin gölgesinde kalıp, Ardahan'a havaalanı, antrepo, doğu expressi istasyonuna gerek yok diyen eski bir Karslı bakana hala "Bakanım bele gel, ele git" diyen ve KAI'nin gölgesinden kurtulamayan bir Ardahan ve kobuğ yemiş, ulusalcı kafatasçı, kendilerine olduğu gibi çevrelerine bir hayrı olmayan ve onların yalaka takımı sözde kazcı, sazcı Ardahanlılar oldukça bu kent yani Ardahan daha çok bekler yeni bir kurtarıcıyı diye ben ve benim gibi saflar hala bekler.
Ha bu arada unutmadan dün Nataşa denilenlerin yani paraları bizim paradan değerli hale gelen Gürcülerin bugün yüzde 180'i bulmuş enflasyon dolayısıyla iş adamı, iş kadını ve turist hatta ithalatçı, ihracatçı olarak Ardahan caddelerinde ve otellerin de gezip, müşteri olduklarını da not edip, sonra Nataşa operasyonu değil de başka operasyonlara şahit olmayalım ha...