Hayatını ahşap oymacılığına adadı
Erzurumlu saz ustası, aynı zamanda da şarkı sözü yazıp besteleyen Kemal Yabancıoğlu ağaç işleme sanatının giderek kaybolmaya yüz tuttuğunu söyledi.
Kemal Yabancıoğlu 1950 yılında Erzurum’un Kahramanlar Mahallesi’nde dünyaya geldi. Yoksullukla büyüyen Kemal Yabancıoğlu ortaokulu bile zor bitirdi. Yabancıoğlu hayat şartlarından dolayı küçük yaşta çalışmaya mecbur kaldı.
Küçük yaşlardan itibaren saza hevesli olan bunu hayatı boyunca da sürdürmeye çalışan Kemal Yabancıoğlu ağaç işleme sanatına gönül verdi. Yakutiye Kent Merkezinde bulunan küçük işyerinde ağaç işleme sanatıyla uğraşan Yabancıoğlu saz tamiri yapıyor, ağaç oymacılığı ile birbirinden güzel maketlere imza atıyor.
10 PARMAĞINDA 10 MARİFET
Ağaç işleme sanatının yanı sıra duygularını söze döküp beste yapan sonra da yazdığı eseri şarkı sözüne döken Kemal Yabancıoğlu, kaybolmaya yüz tutmuş sanatların yaşatılmasını istiyor.
Sanatının kaybolmaya yüz tuttuğunu bunun da kendisini üzdüğünü söyleyen Yabancıoğlu, “Memleket olarak el sanatlarına olan ilgi artık gün gittikçe kaybolmaya yüz tutuyor. Saz veya bağlama işini yapan artık bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar azalmış durumda, el sanatlarına ilgi doğuya nazaran çok fazla, el sanatlarının yanı sıra müzik işiyle de uğraşmaya başladım.
“SANAT DEĞİL PARA DERDİNDELER”
İnsanların artık sanata değer vermediğini, parayı ön planda tutuklarını söyleyen Yabancıoğlu, “Eskiden ev reisleri çocuklarını sanatkarların yanına çalışmaları ve bir şeyler öğrenmeleri için çırak olarak verirlerdi, şimdiki zamanda ise veli çocuğunu getirdiği zaman sanat öğrensin diye değil de benim çocuğuma ne kadar ücret vereceksin derdine düşüldü. Bu öyle bir şey ki sanat ancak çalışmayla olur, ücret çok sonra konuşulacak bir konu, ama maalesef durum öyle olmayınca da çırak yetişmiyor.” serzenişlerinde bulundu.
“ETİ SENİN KEMİĞİ BENİM DEVRİ BİTTİ”
Paraya değer verilmesi sanatı köreltiyor diyen Yabancıoğlu, “Önceleri bir veli çocuğunu sanat öğrenmesi için getirdiği zaman eti senin kemiği benim diye verilirdi, şimdilerde artık yok, ben 3 yıl 4 ay çıraklık yaptım ve gittiğim her gün için de para falan da almadım. Ustamız ancak hafta sonları harçlık verirdi o kadar, sanatın kaybolması işte bu yüzden, alttan gelen çırak yetişmeyince hangi meslek grubu olursa olsun bir süre sonra kayboluyor. Erzurum’a özgü halk dilinde fayton denir onlardan maket olarak yaptım, yine köylerde eski ismi öküz arabası yeni adıyla kağnı yapardım. Çocuklukta yaşayamadıklarımı şimdi sanata dökmeye çalışıyorum ama bir yandan da yaşta ilerledi, boş kaldığım için strese giriyorum en iyi sanatla uğraşmak bende bunu yapmaya çalışıyorum.” ifadelerini kullandı.