Gözler Çernobil'e çevrildi
Çernobil nükleer santralinin Rus askerlerinin kontrolüne geçmesinin ardından gözler, 1986'da dünyanın yaşadığı nükleer felaketlerden birine sahne olan santrale çevrildi.
Faaliyetteki son reaktör 2000 yılında kapatılmasına rağmen, reaktörün tamamen devre dışı kalması ve oluşan nükleer sızıntıların giderilmesine yönelik çalışmalar sürüyor.
Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, Rus güçlerinin Çernobil nükleer santralini ele geçirmeye çalıştıklarını akşam saatlerinde duyurmuştu.
Zelenskiy, Twitter'dan yaptığı açıklamada, santraldaki güvenlik görevlilerinin 1986 trajedisi bir daha yaşanmasın diye canlarını verdiklerini belirtmiş ve "Rus işgal güçleri Çernobil santralini ele geçirmeye çalışıyor. Bu tüm Avrupa için bir savaş ilanı." ifadelerini kullanmıştı.
Ukrayna Devlet Başkanlığı Ofisi Başkan Yardımcısı Mihayl Podolyak, Rus güçlerine karşı Çernobil Nükleer Santrali'nin kontrolünü kaybettiklerini dün 21.45'te bildirmişti. Rusların saldırısından sonra santralin güvende olduğunu söylemenin imkansız hale geldiğini ifade eden Podolyak, bunun Avrupa için en büyük tehditlerden birisi olduğunu belirtmişti.
Çernobil nükleer santrali dört reaktörden oluşuyor ve bunlardan sonuncusu 15 Aralık 2000'de kapatıldı. Bir reaktörün kapatılmasının ardından tamamen devre dışı kalması, kalıntıların yok edilmesi onlarca yıl sürüyor.
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansının (IAEA) paylaştığı bilgilere göre, son reaktördeki çalışma süreci, buradaki yakıt ve atıkların uzaklaştırılması, bertaraf edilmesi ve radyoaktif olabilecek toprak ve su dahil olmak üzere tesis ile çevresindeki alanın tamamen arındırılması işlemlerini içeriyor.
IAEA'nın internet sitesinde söz konusu durumla ilgili "1986'da trajik kazanın meydana geldiği dördüncü reaktörün akıbeti henüz belli değil." ifadesi yer alıyor.
Dört numaralı reaktör, halihazırda nükleer sızıntı ve radyasyonu önlemek için dev bir metal kubbe içinde tutuluyor. Reaktörün patlamasının uzun vadeli etkisi hala hararetli tartışmaların kaynağı olmayı sürdürüyor.
Kubbe olarak adlandırılan bu sınırlandırılmış bölgenin iskeletinin 1,5 milyar avroya, tüm projenin ise 2,2 milyar avroya mal olduğu biliniyor.
IAEA verilerine göre, söz konusu koruma yapısı için Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası, 45 ülke ile Avrupa Birliği'nin katkıları ve bankanın öz kaynaklarından 715 milyon avroluk bir fon sağladı.