Ben, 1992 yılında yeniden vilayet olan ve yapılacak yatırımlarla gelişiriz, büyürüz diye umut edilen ancak biri demiryolu olmak üzere üç gümrük kapısı olmasına rağmen ithalat, ihracatın 0 derecede olduğu, 450 bin büyükbaş, 220 bin küçük baş hayvanın gondlar, sallarla örtülü ahırlarda atadan, deden kalma yöntemlerle yapılıp, Hollanda gibi entegre edilemediği ve hala devam eden göç dolaysıyla her yıl en az bin kişinin azaldığı Ardahanlıyım.
Yani ülkemin yolu gibi bir bayrağı olmayan Şeytan Kalesinin sınırları içinde olduğu Çıldır Aktaş ve Posof Türkgözü (Badele) Gümrük kapılarıyla Gürcistan üzerinde Kafkaslara açılan 75 plakalı kenti serhat Ardahanlıyım...
5 İlçesi, bir beldesi, 227 köyü olan Kent'e, Ardahan'a bağlı bulunan ve geleceğin Davos'u olarak adlandırılan, Karadeniz havası, doğası kışları -30°rin yaşandığı cancuru ile tat veren Çıldır Kurtkale gibi memleketin, Karadeniz'in yeşil doğasından etkilenen Çukurovası olan, Ahıska kültürü ile yoğrulan dışı gibi içi de kırmızı olan elmanın kökü Posoflu,
Kışları yüzeyleri tamamen donan, yazları içilesi suyu olan Çıldır ve Aktaş gölleriyle ünlü, Azeriliğin diğer bir kolu olan Terekeme, Karapapak Çıldırlı,
Ülkenin kurucusu Atatürk'ün siluetinin dağlarına yansıdığı, bebeğiyle ünlü Alevi Damallı,
Doğanın yeşil çamlarla donattığı Kürt Göleli,
Bin bir çiçekle bezenmiş yaylaları ile Hanaklı,
Dadaşlara komşu Köprülü, yani Gorvengli,
Kısır dağı eteğindeki Hoçvanlı,
Balı, Kazı, Kışı, Kaşarı, Yaylası, Kırmızı Etiyle Meşhur, Kars-Tiflis- Bakü Demiryolunun geçmesine rağmen Doğu Expresi başta olmak üzere bu hat üzerinden gelip, geçen ve Kafkaslara, Orta Asya'ya kadar yük ve yolcu taşıyan trenlerin duracağı bir istasyonu olmayan Bir Serhatlı'yım..
Bakü-Tiflis-Ceyhan, BOTAŞ ve TANAP petrol ve Doğalgaz Boru hatlarının geçmesine karşın Posof'u, Hanak'ı, Damal'ı ve Çıldır'ı doğalgazsız olan, 227 köyü, her geçen gün göç verdiği için bugün nüfusu 98 binlere kadar düşmüş, biri sağdan biri soldan olmak üzere her dönem 2 milletvekili olmasına karşın bugüne kadar ne bölünmüş yolları ne kent içi ne köy ve yayla yolları istendiği gibi yapılamayan, işsizliğin diz boyu olduğu köyle kasaba arasında sıkışmış, köy mü kent mi olup olmadığı anlaşılamayan eski adı Artan olan bugünkü Ardahanlıyım..
Adım, Burdurlu yazar Fakir Baykurt’tan, rahmetli babamın teksir makinası ile çıkardığı ‘Fakir Dostu’ adlı gazeteden hediye.
Ve 35 yıldır başta aşkım dediğim Ardahan'ı mı olmak üzere ülkemi, barış içinde olması için üzerinde yaşadığımız güzel dünyamızda yaşananları kendi penceremden haberleştiren, 'Yazıyorsam Sebebi Var' adlı köşemde her gün yorumlayan bir
gazeteciyim.
Evli, 6 Torunu, 5 çocuğu olan bir kuzey doğuluyum...
54 yaşına adım atan 35 yıldır aralıksız yazan biri olarak ekmeğimi taştan olmasa da kalemimle, gazetecilikten çıkarmış biriyim.
Tabi 7 yaşından beri iş hanı, petrol istasyonu, oteli, iş yerleri olan ailemle birlikte ticarette yapmış, yapmaya devam eden ama kendim tamamen resmi ilan alan gazetecilikle, dost, eşten aldığım tanıtım reklamlarıyla ekmeğini kazanan adı 'bir Fakir soyadı Yılmaz olan, 85 milyonluk ülkemin vatandaşıyım.
Köy muhtarlığı, İl Genel Meclis Üyeliği, Belediye Başkan Adaylığı yaparken 4.5 yıl Diyarbakır (Ahmed) zindanlarında olmak üzere uzun süre hapis yatan, 12 Eylül cuntacılarının darbesiyle üç yıl zorunlu ikametgâh şartıyla Afyon'a sürgün edilen bir babanın çocuğu olarak o devrimci babaya layık olmaya çalışan Fakir adlı bir çocuğum.
Ama bir kız kardeşini daha çocukken, iki kardeşini genç yaşta erkenden kaybeden, 2 amcasını kan davasına kurban vermiş, iki anneli, 11 kardeşli, kazandığını Ardahan'a yatıran, iş dünyasıyla uğraşan bir ailenin çocuğu olarak toplam senedin, borcun, harcın ne olduğunu sizin kadar iyi bilen ve 'Basın Hürdür Sansür Edilemez' dense de yazdığı haber ve yorumları ile hemen hepsi kamu yöneticileri ve siyasilerce olmak üzere sık sık dava edilmiş, mahkeme salonlarında dolaştırılmış bir gazeteciyim.
Ama hep haklı çıkıp, yazdığım haber ve yorumlarım nedeniyle hakkımda açılan davaları kazanmış, kaybetmiş, parayla yerelde cezalandırılıp, tazminatlar ödetilmiş ama yaptığım itirazlar ardından beni haklı gören üst mahkemeler sayesinde haksız, hukuksuzca bana ödetilen, uzun süreler ekonomik sıkıntılar da bırakan tazminatları icra dairelerinde birikmiş olan hakkım olanı geri almış biriyim.
Ülkemin hemen her yerini gezmiş, ticaret ve gezmeye Gürcistan'a, Türkiye-Ermenistan maçını bir gazeteci olarak izlemek için Ermenistan'a 92 model Şahin marka GAZETECİ isimli aracımla giderken mesleğimde olduğu gibi ülke sınırları gibi bin bir zorluğu aşmaya çalışmış hala da çalışan bir gazeteciyim.
Ve bu süre zarfında hep yollarda, gurbette, sıla özlemi ile yanarım.
Ve bu özlemimi, aşklarımı, sevdalarımı, şiirlerimi hep yazarak dile getiren bir gazeteciyim.
Kurşun harfleri dizerek adım attığım gazetecilik mesleğime Ardahan'da başladıktan sonra önce İstanbul Cağaloğlu'nda sonra Kocaeli'nde cep harçlığımla günlük olarak çıkarıp, üç yıl boyunca yayımladığım Siyah-Beyaz adlı gazete ile yerelden metropolde gazete çıkarmış biriyim.
Ardından 99'da yaşanan Marmara depremi ile sarsılmış yeniden o çok sevdiğim ve sorunlarını meclise taşıma adına siyaset alanında yer almak için hala gönlümde olan ama nasip, görev olarak beklediğim milletvekilliği için aday, adayı olmuş Ardahan'a mecburi geri dönmüş, sonra da ara ara yeniden metropol denen İstanbul ve diğer birçok kentte yeniden tutunabilir miyim diyerek direnmeye gayret eden biriyim.
Ülkemin en zengin illerinden olan Kocaeli’nden yine ülkemin en yoksul kenti Ardahan’ıma geri dönmek zorunda kaldıktan sonra memleketime ilk ofset makinesini getiren, bununla yetinmeyip, ülkemin şirin Ardahan’ına ilk renkli tabloid boy gazeteyi kazandırdıktan sonra aynı kentte hala yayınlanan Kuzey Doğu Anadolu, ardından ilk günlük, sonra Son Vilayet adında ikinci günlük gazeteler çıkaran, sonrada ilçelerine de matbaalar kurup, günlük gazeteler çıkararak, yaşım kadar gazeteci yetiştirmiş bir gazeteciyim.
Bugün, benim kadar bu işe emek veren sevgili meslektaşlarımın çıkardığı gazete, internet sitelerine de yazdığım gibi birçok ulusal gazetede de muhabirlik yaptım, manşet haberlerine imza attım, Başbakanlık Basın yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü Jüri Özel Ödülü, Gazeteci Metin Göktepe Ödülü gibi bir o kadar da değerli ödül, plaket almış birisiyim.
Ve hala gazetecilik yaparken toplum aydını, önderi denenlerin yani toplumun her ferdi gibi gazetecilerin de sadece gazeteci olarak kalmaması gerektiğine ve toplumsal sorunlara karşı gerek gazeteciliğiyle gerekirse işin içine bizzat katılmalı, başını, olmazsa omuzunu vermeli düşüncesine inanan biri olarak önce Ardahan Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanlığı için yarışmış gençliğin acemiliği ve hala oynanan atak oyunları ile 7 oy gibi bir farkla alamamış olsam da çoğu benim yetiştirdiğim ama daha sonra benden ayrılıp kendi gazetelerini kuran arkadaşları, meslektaşları bir araya getirme adına kurduğumuz Ardahan Gazeteciler Cemiyeti Başkanlığına devam etmekte olan bir başkan Fakir Yılmaz'ım
Yetmemiş Ardahan Dernekler Federasyonu başkanıyken kentimin Kafkas Arısının ürettiği şifa balın adını taşıyan BAL liginde mücadele eden ancak lige katılamama tehlikesini yaşadığı bir anda kentin futbol takımına sahiplenilmesi gerekir denerek, lige katılmasını sağladığım Serhat Ardahan Spor'a kısa bir dönem başkanlık yaptım.
Fenerbahçeli, kapalı spor salonu bulunan ve bugüne kadar birçok çocuğu spora, futbola kazandıran kardeşin abisi, hakem oğul ve yeğenlerin büyüğü olarak gençleri yeşil sahada tutma çabasına katkı sunma isteğimin sıra ‘Güçlü Bir Ardahan Lobisi oluşturma iddiası ile bir köy derneği gibi kaz sazlarla idare edilen bir dönemde kısa adı ARDAFED olan ve benim ve o dönemdeki samimi ekibin katkılarıyla güzel işlere imza atmış olduğuma inanan bir Fakirim..
Çünkü benim dönemimde 'Güçlü Bir Ardahan Lobisi' çıkışıyla ilk olarak İstanbul'da Ardahan Tanıtım Günleri yaparak, Ardahan adını 16 Milyonluk, 39 ilçeli metropolün her tarafına yazdırarak 2 milyon insanı bir araya getirmiş ve organizasyonumuza alan yeri veren İBB'nin STK’lar listesinde ‘En başarılı ve en çok kitle toplayan STK olarak yer aldığımız’ bir dönem yaşattım.
Ve bu çıkışımız ardından devam eden lobi çalışmaları ardından İstanbul gibi metropolde Ardahan tarihinde ilk kez 3 Ardahanlının belediye başkanı, onlarcasının meclis üyesi, muhtar, kurum amiri olmasına karınca kararınca katkı sunmuş olan Ardahan Dernekler Federasyonunda da 6.5 yıl gibi başkan olarak görev alan bu 3 önemli kuruma beş kuruş almadan tamamen gönüllü ve de kendimden vererek başkanlık yapan bir vatandaşım.
Yani kısacası Genel Yayın Yönetmenliği yaptığım Kuzey Doğu Anadolu Gazetesi ve www.kuzeyanadolugazetesi.com adlı haber sitesi yöneticisi olarak 'Toplumun aydınları, demokrasinin 4’üncü Kuvveti' denen ve öyle olan basın ve medyanın omurgası olan meslektaşlarım, 'gazeteciler birleşmeli, birbirine destek vermeli' şiarı ile hareketle birçok gazete ve internet sitesinde yorum ve haberleri yayınlanan, yazılarıyla siz sayın okurlarının karşısına gelen ben TEMPO TV'de, YouTube Ardahan TV'de de canlı yayınlar ve görüntülü haberler yapan, yöneten Fakir Yılmaz isimli bir gazeteciyim...