Devlet Bahçeli'den Furkan Vakfı olayları açıklaması
MHP lideri Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında Furkan Vakfı olayları ve Nevruz gösterilerini değerlendirdi.
SELAHATTİN DEMİRTAŞ'IN YERİ DEMİR PARMAKLIKLARIN ARKASIDIR"
Nevruz bayramında İstanbul, İzmir ve Ankara’da yapılan gösterileri ‘sözde Nevruz kutlamaları’ olarak değerlendiren Bahçeli, kanunsuz gösterilere göz açtırılmayacağını söyledi. Bahçeli, “Nevruz milli kader ortaklığımızın ve kardeşlik bağlarımızın parlayan sembolüdür. Aynı şekilde bölücülerin terörizme yakasını kaptırmış lekeli mihrakların değil Türk milletinin ezeli bayramıdır. PKK’nın ikmal deposu olan HDP’nin hafta sonu düzenlediği sözde Nevruz kutlamaları, bu yıl da ağır tahriklere neden olmuştur. İstanbul, İzmir, Ankara başta olmak üzere pek çok ilimizde korsan nevruz kutlamaları düzenlenmiş, bir kez daha türkün bahar bayramını gölgelemeye çalışmışlardır. HDP’nin eş başkanı boyundan büyük laflar etmekle kalmamış, bölücülüğü ve terörün sözcülüğünü yapmıştır. Alevi ve Kürt kardeşlerimizi istismar eden kan içici vampirlere müsamaha gösterilmeyecek, kanunsuzluklara göz açtırılmayacaktır. Bir CHP’linin Selahattin Demirtaş’a ‘barış insanı’ demesi, önümüzdeki günlerde TBMM’de olacağını söylemes, bulanık ve buhran içinde kalmış bir zihnin hezeyanıdır. Bir teröriste barış insanı demek en başta barışa ihanettir. Teröristinyeri millet meclisi değil demir parmaklıkların arkasıdır.” diye konuştu.
CHP’li Tuncay Özkan’ın Selahattin Demirtaş’ı ‘barış insanı’ olarak nitelemesi ile ilgili de konuşan Bahçeli, “Bir CHP’linin Selahattin Demirtaş’a ‘barış insanı’ demesi, önümüzdeki günlerde TBMM’de olacağını söylemesi, bulanık ve buhran içinde kalmış bir zihnin hezeyanıdır. Bir teröriste barış insanı demek en başta barışa ihanettir. Teröristin yeri millet meclisi değil demir parmaklıkların arkasıdır.” dedi.
“TÜRKİYE ÇADIR DEVLETİ, MUZ CUMHURİYETİ DEĞİLDİR”
Adana’da Furkan Vakfı üyelerinin gerçekleştirdiği izinsiz gösteri ve yürüyüşlerle ilgili de açıklamada bulunan Bahçeli, bu tür vakıflarla ilgili zamanında tedbir alınmaması durumunda yeni darbe girişimlerinin söz konusu olacağını ifade etti. Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bizim anlayışımıza göre devlet demek hukuk, düzen güvenlik gelecek demektir. Devletin hukuk sınırları içinde kullandığı caydırıcı, cezalandırıcı, önleyici tedbirler meşrudur. Türkiye çadır devleti, muz cumhuriyeti, kabile yapılanması, yol geçen hanı, keyfi yeterin, kafası bozulanın, canı sıkılanın meydanlara çıkıp izinsiz ve kanunsuz gösteriler yapacağı bir yer değildir. Olması da mümkün değildir. Devletin üç temel unsurundan birisi olan egemenliğini sulandıracak, bunun yanında egemenlik vasfına rakip olacak hiçbir oluşuma, hiçbir yapıya ya da vakfa tahammülümüz olamayacaktır. Din kisvesine saklanıp darbe karışan işgalde heves eden Türkiye’yi iç karışıklığa mahkum etmeye çalışan FETÖ’cü hainleri bir kenara koymak, bundan ders çıkarmamak akıl tutulmasına, hafıza kaybına delalet edecektir.”
“SÜLEYMAN SOYLU’YA SALDIRILAR AYAKLARIMIZIN ALTINDADIR”
“Geçtiğimiz hafta sonu Adana’nın Seyhan ilçesinde yaşanan arkası önü projelendirilmiş hadiselerin tarifini şuurla tespit etmek gereklidir. Vakıfların nasıl kurulduğu kanunlarla çerçevelenmiştir. Türkiye husumete aleni olan ve 701 sayılı kanun hükmünde kararname ile kapatılan Furkan Vakfı isimli örgütün provokasyonları sonucunda hiç arzu edilmeyen görüntüler yaşamıştır. Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na aykırı hareket eden yeri geldiğinde PKK’yı yeri geldiğinde FETÖ’yü veni yeri geldiğinde de darbe girişimlerine hayırlı olsun diyen sözde vakfın mensupları artık bardağı taşırmıştır. Bu din tacirlerinin, ajan provokatörlerin kanunsuz eylemlerine şerefli Türk polisi zamanında müdahale etmiş, bize göre devletin hükümranlık vasfı isabetle gösterilmiştir. Sözde vakfın meczup başkanının, İçişleri Bakanımıza yönelik izansız saldırıları ve hayasız itibar suikastleri bizim nezdimizde yok hükmündedir, hatta ayaklarımızın altındadır. Sayın Süleyman Soylu soy ismi gibi soyludur. Türk milleti gereğini yapmış Müslüman görünümlü bir avuç münafığa sokakları karıştırmak isteyen sayıca küçük azınlığa Türk devletinin yaptırım gücünü göstermiştir.”
“TEDBİR ALINMAZSA 15 TEMMUZLARIN ÖNÜ AÇILACAKTIR”
“Kadınlar çocukları zırh olarak kullanan bu sözde vakıf yöneticileri aynı zamanda hem korkak hem de günahkar olarak anılacaktır. Bu sözde vakfın kimin kuytusu kimlerin kumandası altında olduğunu vicdan sahibi her vatandaşımız az çok bilmektedir. Şayet bugün tedbir almazsak gelecekte 15 Temmuzların önü açılacaktır, bugün müdahale etmezsek terörist başı Gülenlerin arkası kesilmeyecek, ihanet kervanı kesintiye uğramayacaktır.”