Cumhurbaşkanı Erdoğan: Hedefimiz alım gücünü eskisinin de üzerine çıkarmak
Erdoğan, Genel Merkezi'nde düzenlenen milletvekilleri ile toplantıda yaptığı konuşmada, ramazanın hayırlar getirmesini diledi.
Son iki yıldır ramazanı salgın sebebiyle kısıtlamaların gölgesinde geçirdiklerini hatırlatan Erdoğan, bu ramazana da Rusya-Ukrayna savaşının yol açtığı siyasi, ekonomik ve insani trajedilerin burukluğu içinde girdiklerini söyledi. Dünyanın çok da iyi bir imtihan veremediği salgın sürecinin birçok bakımdan Türkiye'nin imkanlarını ve kapasitesini görmelerine vesile olduğuna işaret eden Erdoğan, "Sağlık hizmetleri yanında kamu düzeni, istihdam, üretim, ihracat gibi alanlarda gösterdiğimiz güçlü performansla ülkemizi küresel kriz ikliminden ayrıştırdık. Gelişmiş ülkelerin dahi ciddi sarsıntılar yaşadığı, yalpaladığı bir dönemden Türkiye'nin bu şekilde güçlenerek çıkması çok çok önemli bir başarıdır." dedi. Salgın tehdidini büyük ölçüde geride bıraktıklarını ve çok yakında kalan tüm izlerini de sileceklerini belirten Erdoğan, "Geçtiğimiz yılın son aylarında ekonomimiz döviz kurundaki rasyonel hiçbir gerekçesi olmayan yükselişin yol açtığı bir sarsıntıya maruz kaldı. Aldığımız önlemlerle 20 Aralık'tan itibaren piyasaları yeniden istikrara kavuşturduk, bu sıkıntının da üstesinden geldik. Salgın döneminde artmaya başlayan küresel emtia fiyatlarının ülkemize yansımaları, döviz kurundaki artışın da etkisiyle bir hayli ağır oldu. Karadeniz'in kuzeyinde başlayan savaş ise küresel piyasalardaki dengesizliği iyice artırdı." dedi.
"KÜRESEL DÜZEYDE YAŞANAN HER GELİŞME BİZİ DE YAKINDAN İLGİLENDİRİYOR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin özellikle bölgesel durum itibarıyla tüm dünyayla entegre bir ekonomiye sahip bir ülke olduğunun belirterek, "Dolayısıyla küresel düzeyde yaşanan her gelişme bizi de yakından ilgilendiriyor. Bir de buna gözünü para hırsı bürümüş fırsatçıları eklediğimizde milletimiz markette, pazarda, mağazada alışık olmadığımız derecede yüksek fiyatlarla karşılaşmaktadır. Elbette yüksek enflasyon ve fahiş fiyat artışları sadece bizim sorunumuz değildir, elbette Avrupa ülkelerinin çoğu bizden daha vahim tablolarla karşı karşıyadır, elbette en gelişmiş ülkelerin yöneticileri bile vatandaşlarına refah seviyelerinin düşeceğini söylemektedir. Ama tüm bunlar bizim milletimize karşı sorumluluğumuzu ortadan kaldıran bahaneler değildir, olamaz." ifadelerini kullandı.
"YENİ BİR SAFHAYA GEÇİYORUZ"
Salgınla birlikte yeniden yapılanan küresel üretim sisteminde Türkiye'yi önde gelen merkezlerden biri haline getirmek için harekete geçtiklerini dile getiren Erdoğan, "Sanayimizin, yolların ve limanların harıl harıl çalışıyor olması, ihracatımızın her ay rekorlar kırarak artmayı sürdürmesi hedeflerimize doğru ilerlediğimizin işaretidir. Salgının zirveye çıktığı 2020 yılından bugüne kadar 2,6 milyon kişinin istihdama dahil olması, insanımızın işini ve aşını koruma hassasiyetimizin gayesine ulaştığını gösteriyor. Tekrar altını çizerek ifade ediyorum; bu gerçekler, vatandaşlarımızın günlük hayatlarında yaşadığı sıkıntılara bigane kaldığımız anlamına asla gelmiyor. Sizler de takdir edeceksiniz ki arka planda işleyen bir üretim ve ticaret sistemi olmadan insanlara geleceklerine güvenle bakabilmelerini sağlayacak imkanlar sunabilmek de mümkün değildir. Türkiye'yi dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri yapma kararımızdan asla geri adım atmadık, atmayacağız. Bu hedefi milletimizin yeni Kızılelması olarak görüyoruz." ifadelerini kullandı.