Din kardeşini katletmek en büyük günahtır diyen sağcı, Ülkücü, muhafazakâr cemaatinin sessiz kaldığı, solcu cenahın samimi olmayan ve ince hesaplar için gaz verip, iti ite kırdırma hesapları ile sözde deşmeye çalıştığı bir cinayet bana ülkenin en işlek caddelerinde arkadan vurulup, yere serilen Hrant Dink'in o yerdeyken çekilmiş fotoğrafını hatırlatırken, arkadaşımın, ‘Bu yazı tam seni anlatıyor’ dediği yazısını yayınlamaya karar verdim.
Yazı astsubay emeklisi Cengiz Ertem tarafından kaleme alınmış, artık anonimleşen bir yazı.
Yazıyı okudukça yaşanmışlıklarıma sığmayan anılarım, Hrant'ın altı delik ayakkabısı, bugün çaldıklarını gorlarında (çoraplarında) öteye götürecekmiş gibi biriktirenler aklıma geliyor.
Neyse uzatmadan yazıya bırakalım anlatılmak istenenleri…
SARI ÇİZMELİ MEHMET AĞA
Barış Manço’nun 1979 yılında meşhur ettiği, Mehmet Ağa aslen Karamanlı bir toprak ağasıyken, Osmanlı dönemi yetkilileri Mehmet Ağa’yı çağırarak Kıbrıs Girne’de büyük bir tarla vermiş ve "Karaman’daki bahçelerin gibi ek, biç, halka iş ver bizde sana toprak bağışlayalım. Hayvancılık ve tarımı geliştir." demiş.
Mehmet Ağa da, Karaman’dan Kıbrıs’a 5 kardeşini almış gelmiş.
Devlete söz verdiği gibi tarımda ve hayvancılıkta binlerce kişi çalıştırmış, iş vermiş büyük bir aile olmuş...
Zamanla 3 bin dönümden fazla toprağı olmuş. Kavgalıları barıştırmış, bekarları evlendirmiş, eşyalarını hediye etmiş, ev vermiş, en az da birer dönüm toprak bağışlamış…
Öyle hale gelmiş ki, fakir fukara bir kahvehaneye, ya da lokantaya gittiğinde para ödemez, yer içer, tüm hesapları Sarı Çizmeli Mehmet Ağa’ya yazdırırmış.
Ama gönlü zengin bu Ağa yokluk içinde ölmüş.
Torunları hala Girne’de Dikmen beldesi, Göçeri Köyünde yaşamaktadır.
Barış Manço anlatır:
“Kıbrıs’a gittiğim zaman bu mezarı arayıp buldum. Kabri aradığımı taksiciye söyleyince, Öyle bir bakış attıki anlatamam; ‘Abi Ben yıllardır burada taksiciyim, böyle bir mezar duymadım.’ dedi. Gittiğimiz köyde bir amcaya denk geldik ve sorduk. Taksici de kulaklarıyla duydu ve amca da aynen böyle diye doğruladı ve bize mezarı şu karşı tepede diye gösterdi. Ama mezar öyle bakımsızdı ki anlatamam.”
Barış Manço sonra 1982 yılında Mehmet Ağa’nın köyündeki mezarı yaptırır ve o ünlü ‘Sarı Çizmeli Mehmet Ağa’ şarkısını yazar.
İşte o harika şarkının kaynağı bu hayat hikayesidir.
Şimdi sözlerinin daha bir anlamlı olduğunu fark edeceksiniz:
“Yaz dostum güzel sevmeyene adam denir mi
Yaz dostum selam almayana yiğit denir mi
Yaz dostum altı üstü beş metrelik bez için
Yaz dostum boşa geçmiş ömre yaşam denir mi
Yaz tahtaya bir daha tut defteri kitabı
Sarı çizmeli Mehmet ağa bir gün öder hesabı
Yaz dostum yoksul görsen besle kaymak bal ile
Yaz dostum garipleri giydir ipek şal ile
Yaz dostum öksüz görsen sar kanadın kolunu
Yaz dostum kimse göçmez bu dünyadan mal ile
Yaz tahtaya bir daha tut defteri kitabı
Sarı çizmeli Mehmet ağa bir gün öder hesabı
Yaz dostum Barış söyler kendi bir ders alır mı
Yaz dostum su üstüne yazı yazsan kalır mı
Yaz dostum bir dünya ki haklı haksız karışmış
Yaz dostum boşa koysan dolmaz dolusu alır mı
Yaz tahtaya bir daha tut defteri kitabı
Sarı çizmeli Mehmet ağa bir gün öder hesabı.”
Halk bilimi, kültür ve müzik ancak böyle güzel birleştirilebilir. Ve bunu en iyi yapanlardan biri Barış Manço idi. Hem hikayedeki Mehmet Ağa’nın hem büyük kültür adamı Barış Manço'nun ruhu şad olsun.