Hatırlanacağı gibi birilerinin ‘Kaçak Saray’ dediği ama sorasında o saraya tıpış, tıpış gidenler arasında bu aralar adı gündemde olmayan ama ondan görevi alanlarında ortalıkta görünmediği Barolar Birliği eski Başkanı Metin Feyzioğlu’da eklenmişti..
Akil adamlar denenlerinde akıbeti farklı olmamıştı..
Yani 21 yıllık iktidarı boyunca başta Kürt sorununu olmak üzere, birçok sorunu çözme iddiasında olduğunu belirtip, bunun için kolları sıvayarak iktidara adım attığı günden beri, önce milletvekili, ardından Başbakan, sonrasında Başkan ama Türk usulü dendiğinde çokta oturmayınca AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı simgesini tercih eden Erdoğan’ın beynindeki hedefe ulaşmak için onca engelleri aşmasına benzer misali bir çabayla bir taraftan iç siyaseti, diğer taraftan dış siyaseti dizayn etme çabasıyla önünde olan ve her gün biraz daha yaklaşan seçimlerde yeniden destek isteyeceğini şimdiden ima etmeye başladı.
Kürt sorunu denen yakıcı sorunu eskileri gibi güvenlik kurumlarına aktaran ve 6 milyon oy alan HDP başta olmak üzere, Kürt siyasetçiler hariç, Hacı Bektaş-i Veli ve Hz. Ali görsel, tablo, ve posterleri indirtip, gittiği Aleviler dahil hemen herkesle bir araya gelmesi de bir başka konu...
Aynı Erdoğan'ın önce 17-25 Aralık Yolsuzluk Operasyonu ile, ardından 15 Temmuz darbesiyle sarsılan ama Balyoz ve Ergenekon Operasyonları öncesi ve de sonrası olduğu gibi 17-25 Aralık ve 15 Temmuz Darbe Kalkışmasında da yaptığı hızlı manevralar ile düşmeyen Erdoğan’ın oturduğu Külliyeyi kaçak saray diye yaftalayanları aynı Saray'da sıraya dizdiği milliyetçiler ve ulusalcılarla da bir dönemi daha götürmek istediği belli.
Çünkü iktidara gelmek için önce Erbakan grubunu aşan, ardından sonradan terörist denen Gülen ile kol kola giren, iktidara geldikten sonra MHP ve Ülkücüler ile iki yıl boyunca kol kola gezen, ardından 2 dönem Kürtlerle barışır gibi yapan, ama 7 Haziran seçim sonuçları ile şoke olup, bir anda “Kürt sorunu da nedir!” deyip, adına Barış Süreci denilen süreci buzdolabına kaldırtan aynı Erdoğan şimdi de Esed dediği Esad ile bir araya gelme hesaplarını yapıyor.
Çünkü aynı Erdoğan'ın bugüne kadar gelmesinin önündeki engelleri aşmak için Balyoz ve Ergenekon davalarına avukat olmuş, sonra da ayakkabı kutularından ortaya saçılan dolarlar nedeniyle bir anda Balyoz ve Ergenekon davalarının avukatlıklarını bırakıp, aslında Feto adında bir terör örgütü olduğunu iddia edip, 15 Temmuz Darbe kalkışması denen gelişme ile bunu topluma kabul ettiren, ben değil, Erdoğan'ın ta kendisidir.
Bence de doğrusunu yaptı ve yapmakta.
Çünkü bu ülkenin siyasi tarihine baktığınızda başta ulusalcılar olmak üzere birçok engelin kimseye 21 yıl gibi uzun bir iktidar olma imkanını vermediğini görürsünüz.
Kaldı ki Başkan Erdoğan’ın birçok ülkeden büyük bir kent olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını da bu sürece katmak gerekir.
Yani AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, siyaset-politika denen şeyi yaptığı ve iktidar ömrünü uzatmak için gereken her şeyi ortaya koyduğu bir gerçek olarak karşımızda dururken önündeki en büyük engelin Kürt sorunu, Kürtler ve 6 milyon oy alan HDP olduğunu da en iyi bilendir...
Bunun içinde planları olduğu gün geçtikçe açıkça görülen Erdoğan’ın HDP üzerinden yüklenmeye başladığı PKK’yı aşmak için ulusalcılarla olduğu gibi Suriye ve Irak ile hatta Mısır ve İsrail’le de barışmak için yeni arayışlar içinde olduğunu da görmekteyiz..
Bunların da iktidarı sürdürmenin ve amaçlarına ulaşmanın yolu olarak siyaset gereği olduğunu bir gazeteci olarak kabul ederken, 1 idik 21 olduk diyen Erdoğan’a bir hatırlatmam olacak...
Oda Kürt sorununun yarattığı sorunu aşmak için yukarıda saydıklarımı gelmiş, geçmiş iktidarların hemen hepsinin denediğini ama başarılı olamadıklarını hatırlatmak isterim.
Çünkü Kürt sorununu çözmek ve siyasileri içeri attırmakla, muhalif basına baskı yapmakla, seçilmiş Kürt siyasetçilerin yerine kayyum olarak atamakla, devre dışı bırakmakla, bu sorunu dile getirenleri ‘terörist’ diye suçlamakla, hapse tıkmakla olmayacağını kendisi de biliyor ve görüyor.
Bunların sorunu daha da büyüteceğini, büyüttüğünü ekonomide yaşanan sorunların altında yatan baş sorunun bu olduğunu bilmesini istediğim Erdoğan’ın yapacağı tek şey Oslo’da başlatılan, İmralı’da devam eden süreci yeniden başlatmasıdır.
Ve Kürtlerin de eylemlerinden artık rahatsız olduğu silahlı çatışmaları durduracak olanın 90 yıl boyunca ortaya koydukları politikalarla milliyetçiler, ulusalcılar değil, başta trafik, maske cezaları dahil içinde hemen her şeyi ve de suçu barındıran büyük kapsamlı af olmak üzere Kürt kamuoyunun gönlünü alacak adımlar atmasından geçer derim.
Çünkü, benimde onayladığım, Esed'in Beşer olarak düzeltilip, kapalı kapılar ardından Suriye ile yapılan görüşmeleri onaylayan Kılıçdaroğlu'nun ‘Helalleşeceğiz’ diye dikkat çektiği bu ülkenin asıl ve en önemli sorununun toplumların, halkların, fertlerin, hatta