Kadim Aşiretler Federasyonu tarafından, 15 Temmuz Şehitler Parkı’nda gerçekleştirilen, ‘Kadim Aşiretler Toplantısı’na, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden çok sayıda aşiret lideri ve siyasi katıldı.

“AŞİRETLERİ İTİBARSIZLAŞTIRMAYA ÇALIŞIYORLAR”

Aşiret kültürü, bölgedeki aşiretlerin varlığı konularının görüşüldüğü toplantıda konuşan Ağrı Belediye Başkanı Savcı Sayan, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde,  aşiret varlığının sosyolojik ve inkar edilemez bir gerçek olduğunun altını çizdi. Son dönemlerde FETÖ, daha öncesinde ise PKK’nın aşiretleri itibarsızlaştırmak için büyük siyasi propaganda yürüttüğünü kaydeden Sayan, “FETÖ aşiretleri itibarsızlaştırıp bölgeyi tamamen yetkisiz insanlara bırakmak için devletimizi de, siyasi iradeyi de kandırdı. Dolayısıyla aşiret kontrolü bölgede yok olmakla birlikte  beraberinde büyük tehlikeler getirdi. Birileri aşiretsizlik deyince sanki sürü, zalimlik, baskı diye propagandalar yaptılar. Ailelerin kendi kontrollerinin dışına ittiler. Dolayısıyla bölgemizde birçok aksaklığı beraberinde getirdi. Büyük bir tehlike ile karşı karşıyayız. Atamdan, dedemden öğrendiklerimi genç kardeşlerimle paylaşıyorum, hep bizim dediğimiz olacak diye bir şey yok tabi ki gençlerimizi dinleyeceğiz. Ama bunları yaparken kendi özümüzü unutmamalıyız.” dedi.

“AŞİRETLER İSYAN ETSEYDİ PKK BÖLGEDE VARLIK GÖSTEREMEZDİ”

Bölgede terör örgütü başta olmak üzere, diğer sorunların çözümü için, aşiretlerin önemli bir kilit rol oynadığına işaret eden Sayan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bölgemiz kan ağlıyor. Bugün aşiretçilik kötü diyenlere sesleniyorum; bölgemizdeki tefeciliği, uyuşturucuyu önleyebiliyor musunuz? Kan davalarını sonlandırabiliyor musunuz?  İki aile arasındaki kız kaçırma olayını devletin ve siyasilerin tüm gücüne rağmen durdurabiliyor musunuz? Aşiretler tüm bunları durdurabiliyor. Aşiret yapısındaki disiplin gençleri kontrol edebiliyor. Bölgemizin yıllardır içinde bulunduğu terör belasından nasıl kurtulacağına dair kimsenin formülü var mı? Eğer aşiretler ayaklanmış olsaydı, aşiretler kan ve gözyaşı istemiyoruz demiş olsaydı, PKK’ya isyan etmiş olsaydı 40 yıldır bu kan ve gözyaşı sürebilir miydi? Hayır.”

“BİRLİKTE HAREKET ETMELİYİZ”

Geçmişte bölgede meydana gelen bazı olayları hatırlatan Sayan, bu ve benzeri olayların tekrar yaşanmaması için aşiret mensuplarını daha cesur davranmaya çağırdı. Sayan, “Burada hepimiz irili ufaklı aşiretin temsilcisiyiz, hepimiz akrabayız. Bu devletin yönetiminde burada oturan insanlar birlikte hareket ettikleri zaman buraya yapılacak zulüm devletten de gelse kabul edilemez, terör örgütlerinden gelse de kabul edilemez. Yapılmadı mı? Zamanında devletin içerisindeki bazı odaklar Kürtler dağa çıksın isyan etsin, Türkiye’yi parçalayalım diye hareket edip, devletin generali, valisi olan devlet adına hareket ediyoruz deyip buradaki insanları işkenceden geçirmedi mi, buradaki aileleri karakollarda çırılçıplak soyup birbirlerine göstererek bu ülkenin, bu coğrafyanın geleneklerini, göreneklerini ayaklar altına almadılar mı? Aldılar, insanlarımızı kırdılar. Gençlerimizi nereye gönderdiler? Kürt gençleri neden hakim olamıyor, vali olamıyor da neden elinde silahla dağda ölüyor? Bunun suçlusunu mutlaka araştırmalıyız ve karşı çıkmalıyız. Eski terbiyemize, geleneğimize, aşiretimize göre olsaydı, Kürt gençleri siyah elbise giyip cezaevine girmeyeceklerdi, siyah cübbe giyip avukat olacaklardı. O gün devlet büyüğüymüş gibi görünen ama devlete düşman memurlar olmasaydı Kürt gençleri beyaz kefen giyip mezara girmeyeceklerdi, beyaz önlük giyip doktor olacaklardı. Dolayısıyla bizim hep birlikte hareket etmemiz lazım. Biz aşiret mensupları PKK’dan daha cesur olmak zorundayız. Aşiret mensupları birlik ve beraberlik içinde, Kürtlüğümüzü unutmadan, geleneğimizi, göreneğimizi, dostluğumuzu, sevgimizi yitirmeden bu bölgede kanın durdurulması için mücadele etmek ve karşı çıkmak zorundayız.” ifadelerini kullandı.