ASO'da Oda Meclisi toplantısı gerçekleştirildi
Ankara Sanayi Odası (ASO) Oda Meclisi ile 2'inci ve 3'üncü OSB Müteşebbis Heyet Müşterek Toplantısı gerçekleştirildi.
Ankara Sanayi Odası (ASO) Oda Meclisi ile 2’inci ve 3’üncü OSB Müteşebbis Heyet Müşterek Toplantısı gerçekleştirildi.
ASO Oda Meclisi ile 2’inci ve 3’üncü OSB Müteşebbis Heyet Müşterek toplantısı ASO meclis toplantı salonunda gerçekleştirildi. Programda konuşan ASO Başkanı Seyit Ardıç, faiz oranlarının üretici üzerinde olumsuz etki oluşturabileceğini ve enflasyonun sabit tutulması için gerekli çalışmaların yapılması gerektiğini belirtti. Vergi borçlarının ertelenmesinin sanayii esnafı açısından rahatlatıcı olabileceğini aktaran Ardıç, üretimde sermaye kadar insan kaynağının da önemli olduğunu ve sanayide çalışacak personelin de yetiştirilmesi gerektiğine dikkati çekti.
ASO Başkanı Ardıç, “Geçtiğimiz ay yapılan yerel seçim sonuçlarının ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Yeniden seçilen Ankara Büyükşehir Belediye Başkanımız Mansur Yavaş’ı, İlçe Belediye Başkanlarımızı ve Belediye Meclis Üyelerimizi tebrik ediyor, görevlerinde başarılar diliyorum. Ankara Sanayi Odası olarak, yerel yönetimlerimizle iş birliğimizi daha da güçlendirerek, Başkentimizin ve ülkemizin ekonomik, sosyal ve kültürel gelişimi için çalışmalarımızı kararlılıkla sürdürmeye devam edeceğiz. Belediye Başkanlarımızın bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da, ‘Başkentin sanayiinden sanayinin ve teknolojinin başkentine’ hedefimize ulaşmada destek olmaya devam edeceklerine gönülden inanıyorum” dedi.
“Yüksek faiz, üretici kesim açısından finansman maliyetlerinin artması anlamına gelmektedir”
Ekonomik yapıda ortaya çıkan belirsizliklerin sanayicinin üretim gücünün azalmasına neden olduğunu belirten Ardıç, “Özellikle yüksek enflasyon, belirsizliği önemli ölçüde arttırmıştır. Diğer taraftan yüksek faiz, üretici kesim açısından finansman maliyetlerinin artması anlamına gelmektedir. Makroekonomik ve finansal belirsizlikten, yüksek finansman maliyetlerinden olumsuz etkilenen üretim kesimi, enflasyonun makul seviyelere indirilmesi ve oynaklığının azaltılması hedefiyle son dönemde politika faizi artırımlarına da razı olmuştu” şeklinde konuştu.
Parasal sıkılaşma politikalarında beklenen sonuçların alınamadığını, ekonominin mevcut durumda aynı anda hem yüksek faiz hem de yüksek enflasyon kıskacında kaldığını savunan Ardıç, “Bu süreç, yurt içinde belirsizliği artırmakta, ara mallardaki yüksek fiyat artışları kanalıyla üretimde aksamalara yol açmakta ve uluslararası piyasalarda rekabet gücümüzü aşındırmaktadır. Tüm bunlar, reel sektör olarak bizlerin yaşadığı zorlukların derecesini ortaya koymaktadır” ifadelerini kullandı.
"Ticari kredi kartı limitlerinin sınırlandırılması biz sanayicileri daha da zor durumda bırakmıştır"
Başkan Ardıç, “Yüksek faiz koşullarında reel sektörün krediye ulaşma maliyetleri zorlaşırken, diğer taraftan ticari kredi kartı limitlerinin sınırlandırılması biz sanayicileri daha da zor durumda bırakmıştır. Ticari kredi kartları enflasyon arttırıcı bir etkiden daha ziyade arz tarafına katkısı olduğundan enflasyonu düşürücü bir etkiye sahiptir. Limitlerin yeniden gözden geçirilerek revize edilmesi, biz sanayicilerin nakit ihtiyacına bir nebze de olsa katkı sağlayacaktır” dedi.
Başta enflasyon olmak üzere birçok makro değişkenin dengelenmesinde ekonominin arz tarafının canlı kalması gerektiğini ifade eden Ardıç, “Krediye ulaşmanın zor olduğu bu dönemde, vergi borçlarının ertelenmesi ya da taksitlendirilmesi, reel sektörün üretime devam edebilmesi ve ayakta kalabilmesi için hayati öneme sahiptir. Ülkemizdeki birçok işletme öz kaynağı yetersiz olduğu için üretimini sürdürebilmek ve yeni yatırımlar için krediye ihtiyaç duymaktadır. Ülkemizin ekonomisine katkıda bulunmaya çalışan sanayicilerimiz, borçlanma suretiyle aktiflerinde gerçekleşen artışlar üzerinden enflasyon vergisi ödemek zorunda bırakılmaktadır. İşletme bilançolarının aktiflerindeki artış üzerinden alınacak enflasyon vergisi, özü itibariyle bir varlık vergisine dönüşecektir. Ticarete konu olmayan ancak aktifte yer alan bir varlığın, enflasyon nedeniyle artan değerinin vergilendirilmesi, biz sanayicilere ilave bir maliyet getirecektir” şeklinde konuştu.
Enflasyon düzeltme işlemlerinin, 31.12.2023 bilançolarına uygulandığı gibi 2024 yılı geçici vergi dönemlerinde de vergisiz olarak uygulanmasının, ülke ekonomisi açısından daha faydalı olacağını aktaran Ardıç, “Diğer taraftan, ülkemize yeni ihracat ve yatırım imkânları sağlamak için uğraş verirken, üretimde liderlik edenler vize kuyruklarında bekletiliyor ve birçoğumuz da maalesef vize alamıyor. Malların serbest dolaşımı için karşılıklı imza atıyoruz, malları serbest dolaştırıyoruz, ancak bunları üreten sanayicilerimiz, sınırda bekletiliyor. Bu uygulama biz sanayiciler için ‘tarife dışı engel’ halini almıştır” ifadelerini kullandı.
İşsiz sayısının 2023 yılında bir önceki yıla göre 318 bin kişi azalarak 3 milyon 264 bin kişi olduğunu, işsizlik oranının ise 1 puan azalarak yüzde 9,4 seviyesinde gerçekleştiğini dile getiren Ardıç, “İşsizliğin tek haneye gelmesi önemli, peki doğru beşeri sermaye yetiştiriyor muyuz? Ürettiğimiz beşeri sermayeyi doğru kullanıyor muyuz?” dedi.
“18 yaşına gelen her vatandaşın mutlaka üniversiteye gitmesi gerektiğine ve gitmediğinde cahil kalacağına inanan tek ülkeyiz”
Son 20 yılda üniversite sayısı 3 kat artarken, öğrenci sayısının 4,5 kat arttığını ve 208 üniversitede 7 milyon öğrencinin eğitim gördüğünü, her yıl 1 milyona yakın mezun verildiğini aktaran Başkan Ardıç, “Yükseköğretime yönelik artan talep ve hızla yükselen üniversite mezunu sayısı, işgücü piyasasında son 10 yıldır etkileri giderek daha belirgin hale gelen önemli değişimlere neden olmuştur. Enteresandır ki 18 yaşına gelen her vatandaşın mutlaka üniversiteye gitmesi gerektiğine ve gitmediğinde cahil kalacağına inanan tek ülkeyiz. Türkiye’nin nüfusu hayatta hiçbir işkolunda uzmanlaşamamış, 25-30 yaşına kadar ekonomik döngüye girememiş, üretici konumuna geçememiş milyonlarca diplomalı işsizle doludur” şeklinde konuştu.
"Üniversiteye akademik eğitime yatkınlığı olanlar gitmeli"
Her gencin üniversite mezunu olmasının şart olmadığını ama bir meslek sahibi olmasının şart olduğunu dile getiren Ardıç, “Üniversiteye akademik eğitime yatkınlığı olanlar gitmeli. Ama bizim eğitim sistemimizde, akademik hiçbir başarı vaat etmeyen gençlerimiz de üniversite okuyor, bir şekilde mezun da oluyor ve diplomalı işsizler ordusuna katılıyor. Milyonlarca genç, yanlış planlanmış bir eğitim sisteminde hayatlarının en az 4-5 yılını ziyan ediyor ve erken yaşta geçerli bir mesleğin sahibi olup üretici konumuna geçme şansını ne yazık ki kaybediyor” dedi.
"Ülkemizin ihracat katma değerini artıracak vizyon projesi ASO Ankara Teknoloji Üssü için harekete geçtik"
Başkan Ardıç, “Değerli meclis üyeleri, geçen haftalarda basının çok dikkatini çeken ve sizlerin de takdirlerine şayan olacağını düşündüğüm, ülkemizin en büyük teknoloji üssünü kurmak için ilk adımı attık. Ülkemizin ihracat katma değerini artıracak vizyon projesi ASO Ankara Teknoloji Üssü için harekete geçtik. 1,2 milyon metrekare alanda kurulması planlanan Ankara Teknoloji Üssü, sanayi ile teknoloji tabanlı girişimciliği bir araya getirecek. Ankara Teknoloji Üssü’nde Ar-Ge ve inovasyon süreçleri direkt olarak üretime yönelik yapılacak. Türkiye’nin en büyük teknoloji üssü ile ülkemizin yüksek katma değerli bir ekonomiye kavuşması için gerekli dönüşümün hızlanacağına inanıyor ve heyecanlanıyorum” ifadelerine yer verdi.