Annesi, Deniz Simge'yi kitabıyla yaşatıyor
Yaşar Üniversitesi mezunu Deniz Simge Oriyaşın, geçtiğimiz Ağustos ayında mücadele ettiği yumuşak doku kanseri nedeniyle 24 yaşında hayatını kaybetti. Annesi Filiz Oriyaşın'ın kızının anısını yaşatmak ve bu hastalıkla savaşan gençlere ve ailelerine umut olmak için Deniz'in günlüklerini ve kendi yazdıklarını birleştirerek hazırladığı 'Bir Deniz Masalı' adlı kitap bu ay yayımlandı.
Yaşar Üniversitesi mezunu Deniz Simge Oriyaşın, geçtiğimiz Ağustos ayında mücadele ettiği yumuşak doku kanseri nedeniyle 24 yaşında hayatını kaybetti. Annesi Filiz Oriyaşın’ın kızının anısını yaşatmak ve bu hastalıkla savaşan gençlere ve ailelerine umut olmak için Deniz’in günlüklerini ve kendi yazdıklarını birleştirerek hazırladığı “Bir Deniz Masalı” adlı kitap bu ay yayımlandı.
Yaşar Üniversitesi mezunu Deniz Simge Oriyaşın, 2021 yılında kafasında yer alan şişlik nedeniyle hastaneye gitti. Uzun araştırmalar sonucu Oriyaşın’in sol uyluk kemiğinde tümör tespit edildi ve kendisine yumuşak doku kanseri (alveolar soft part sarkom) teşhisi konmasıyla zorlu mücadeleye başladı. Bir süre sonra, kanserin beynine metastaz yaptığı ortaya çıktı. Tedaviye başladıktan kısa süre sonra tümörlü bölgenin kırılması sonucu 3 buçuk ay yürüyemeyen Deniz, yılmadı ve son ana kadar eğitimine devam ederek Yaşar Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’nden 2022 yılında, çift ana dal yaptığı Uluslararası Lojistik Yönetimi Bölümü’nden ise 2023 yılında mezun oldu. Ameliyat olduktan sonra ayağına protez takılan Deniz, fizik tedavi sürecine başladı. Fakat tüm hayata tutunma çabalarına rağmen, annesi, babası ve ağabeyini arkasında bırakarak 11 Ağustos’ta, 24 yaşında hayata gözlerini yumdu. Anne Filiz Oriyaşın, Deniz’in vefatından sonra günlüklerini buldu ve kendisi de yazmaya başladı. Hem Deniz’in günlüklerini hem kendi yazdıklarını birleştirerek oluşturduğu “Bir Deniz Masalı” adlı kitap, bu ay yayımlandı.
“Herkes Deniz’in çabasını öğrensin istedim”
Kitabı 4 ayda yazdığını söyleyen anne Filiz Oriyaşın, “Deniz okuma yazmayı öğrendiğinden beri günlük yazıyor. Kızımı kaybettikten sonra ben de yazmaya başladım. Bu acıyla başa çıkabilmek için bir şeyler yapmam gerekiyordu. Deniz’in günlüklerini de buldum ve okudum. Kendi yazdıklarımla Deniz’in günlüklerini birleştirerek bu kitabı yazmaya başladım. Herkes Deniz’in mütevazı hayatını, güzel yaşamını, azmini ve çabasını öğrensin istedim. Birkaç denemeden sonra bir yayıneviyle anlaştım. Editör Deniz’in mücadelesine hayran kaldı. Deniz son ana kadar hiç pes etmedi. Tedavisi devam ederken okulunu bırakabilirdi ama devam etmeyi çok istedi. Yaşar Üniversitesi de çok yardımcı oldu. Arabayla okula girişine izin verdiler, koltuk değneği kullanıyordu. Babası onu sınıfta bekledi. Bu süreçte hepimiz psikolojik destek aldık. Zordu, acı onu çok rahatsız ediyordu. Hayata tutunmak istiyordu. Gezmek istedi. Hepsini bir şekilde yapmaya çalıştık. Kanserin beynine sıçraması şanssızlığı oldu, zaman zaman atakları oldu. İyi gittiği zamanlar da oldu ama ilaç değişiklikleri adaptasyonu zorlaştı. En zor yumuşak doku tümörlerinden biriydi” dedi.
“Eğitim aşkıyla hayata tutundu”
Deniz’in son ana kadar azimle mücadele ettiğini söyleyen Oriyaşın, “Deniz’in günlüklerini yazmasının bir sebebi olduğunu düşündüm. Günlüğünde tüm kanserle savaşı sürecini anlatıyor. Ne kadar çok insan okursa o kadar mücadelenin, azmin nasıl bir şey olduğunu anlarlar. Bu kadar zorluğa rağmen iki bölüm bitirdi. Bir mezuniyetine katıldı, diğerinde hastanedeydik. Eğitim aşkıyla devam etti, hayata tutundu. Hiçbir zaman bırakmadı. Hayat güzel, gençler ufacık şeyler için kendilerini üzmesinler. Nefes aldığın, yürüyebildiğin sürece hayat güzel. Asla aileleriyle çatışmasınlar, aileler her zaman çocuklarının iyiliğini güzelliğini ister. Çekirdek aile önemlidir. Birlikte olmaktan asla vazgeçmesinler” diye konuştu.