Zernek Barajı suyunun üçte ikisi kurudu
Van'ın Gürpınar ilçesinde bulunan 105 milyon metreküp su kapasitesine sahip Zernek Barajı'ndaki su seviyesi son yılların en düşük seviyesine geriledi.
Gürpınar ilçesi sınırları içerisinde bulunan Zernek Barajı, 105 milyon metreküp su kapasitesine sahip Hoşap Çayı üzerine kurulu. Baraj, sulama ve enerji üretimi için kullanılmakta.
Zernek Barajı'nda su seviyesi son yılların en düşük seviyesine geriledi. İlçede sulama ve elektrik enerjisi üretimi amacıyla 1980-1988 yılları arasında inşa edilen barajdaki su miktarı üçte iki oranında düştü. Suyun azaldığı bölgede çekilmeyi gösteren katmanlar, küçük adacıklar ve toprak yüzeyinde çatlaklar oluştu. Kentte bazı göletler kururken, barajlar da taban seviyesine indi. SU FAKİRİ BİR ÜLKEYİZ
Zernek barajında incelemelerde bulunan Van Yüzüncü yıl Üniversitesi (YYÜ) Su Ürünleri Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş, 'Küresel iklim değişimi nedeniyle, mevsimlerde gerçekleşmesi beklenen yağışların gelmemesi sonucu gerek bölgemizde gerekse de Türkiye'de ciddi bir kuraklığın yaşandığına şahit oluyoruz. Göllerin su seviyesi geri çekiliyor ve birçok bölgede Diyarbakır ve Batman gibi yerlerde artık çiftçiler ürünlerini yetiştirmekte zorluk çekiyor hatta kuraklık dolayısıyla ürünlerini ekmediklerini ifade ediyorlar. Burada en hassas noktalardan birisi de Van Gölü havzası. Çünkü kapalı bir havza ve buradaki su kıtlığına dışarıdan herhangi bir destekte bulunma şansımız oldukça az. Tabi kulaklığın esas sebebi sadece küresel iklim değişikliği değil. Küresel iklim değişikliği sadece bu etkenlerden bir tanesini oluşturuyor. Biz su fakiri bir ülkeyiz, fakat su zengini bir ülke gibi davranıyoruz. Artık ülkemizde su yönetimi ile ilgili ciddi, kesin ve kararlı adımlar atılması gerekiyor.' dedi.
2020 SON 10 YILIN EN KURAK YILI
Özellikle tarımsal üretimin yoğun olarak yapıldığı Türkiye gibi ülkelerde suyu tarımda efektif kullanmamız gerektiğinin altını çize Akkuş, 'Bugün ülkemizdeki suyun yüzde 74'ü tarımda, yüzde 13'ü sanayide ve yüzde 13'ü evlerde kullanılıyor. Bundan dolayı tarımda kullanmış olduğumuz suyu efektif bir şekilde kullanmamız lazım. Van Gölü havzası için konuşacak olursak başta şeker pancarı ve yonca gibi çok su isteyen bitkilerin ekiminden vazgeçmemiz bunların yerine alternatif ürünler ekmemiz gerekmektedir. Küresel iklim değişimiyle mevsimsel yağışların az olması bu bölgelerdeki kuraklığın aslında sadece bir sebebi. Diğer ana sebebi ise suyu etkili bir şekilde kullanamamız. Şu anda bulunduğumuz nokta Van'ın Gürpınar ilçesi sınırları içerisinde yer alan Zernek Barajı. Bundan 2-3 sene önce buraya geldiğimizde bulunduğumuz bölge tamamen sular altında iken bugün maalesef bizi çatlamış topraklar karşılıyor. Bildiğimiz gibi dünya meteoroloji örgütünün yayınladığı raporlarda 2020 yılı son 10 yılın en kurak yılı olarak kayda geçti. Yine ülkemizde kasım ayı yağış ortalamaları uzun yıllar ortalama 70 milimetre gerçekleşirken, geçtiğimiz yıl 33 milimetre gerçekleşti. Yani yarıdan da daha az bir yağış gerçekleşti. Hal böyle olunca kuruyan dereler, su seviyesi düşen barajlar ve göllerle karşı karşıya kaldık.' diye konuştu.
HER BİNANIN YAĞMUR SUYU DEPOSU OLMALI
Çok hızlı bir şekilde radikal kararlar alarak su kullanımı noktasında daha efektif yöntemlere başvurulması gerektiğinin altını çizen Akkuş, 'Yağmur sularının yüzey akışı ile beraber denizlere ve göllere gitmesine izin vermememiz lazım. Bugün Van'da bahçe sulamada kullanılan suların, oto yıkamada, halı yıkamada kullanılan suların içme suyundan karşılanmaması gerekiyor. Her binanın yağmur suyu depolama depolarının olması gerekiyor. Çünkü bu durum böyle giderse önümüzdeki yıllarda bizi çok daha kurak yılların beklediğini maalesef üzülerek söylüyorum. Suyu çok çok daha etkili bir şekilde kullanmamız gerekiyor.' dedi.
KURAKLIK BİZİ DIŞA BEĞIMLI HALE GETİREBİLİR
Bildiğimiz gibi kuraklığı 3-4 aşamalı olarak sınıflandırdıklarını ifade eden Akkuş, 'Öncelikli olarak meteorolojik kuraklık geliyor yani yağışların azalması şeklinde oluyor. Daha sonra hidrolojik kuraklık, şu anda burada ve diğer baraj ve göllerimizde bunu çok açık bir şekilde görüyoruz çatlamış topraklar, önceden su altında kalan kara parçalarının su yüzüne çıkmış olması gibi etkileri var. Bunu takip eden tarımsal kuraklık, şu anda ülke olarak bu sene belkide en bariz şekilde yaşadığımız kuraklık. Tarımsal kuraklığı takiben de sosyoekonomik kulaklık gelecek, yani çiftçi tarlasını ekmek için harcadığı parayı tarlasından geri alamayacak ve böylece bizler yetiştirdiğimiz ürünlerde dışa bağımlı hale geleceğiz binlerce işsiz insan göreceğiz.' şeklinde konuştu.