Tavşanlı Höyük'te 3 bin 750 yıllık ticaretin izleri: Anadolu'da ilk kez keşfedildi
Tavşanlı Höyükte gerçekleştirilen kazılarda Asur Ticaret Kolonileri Çağı'nın sonuna tarihlenen bir katmanda 3 bin 700 yıllık bir silindir mühür bulundu.
Tavşanlı Höyükte gerçekleştirilen kazılarda Asur Ticaret Kolonileri Çağı'nın sonuna tarihlenen bir katmanda 3 bin 700 yıllık bir silindir mühür bulundu.
Kütahya'nın Tavşanlı ilçesinde yer alan Tavşanlı Höyük'te gerçekleştirilen kazılar, arkeoloji dünyasını heyecanlandıran bir keşfe sahne oldu. Asur Ticaret Kolonileri Çağı'nın sonuna tarihlenen bir katmanda, şehri yerle bir eden bir saldırının izlerini taşıyan yangın tabakası içinde, 3 bin 750 yıllık bir silindir mühür bulundu. Bu mührün, Anadolu'nun ticaret tarihinde önemli bir boşluğu doldurması bekleniyor.
Fayanstan yapılmış bu nadir mühür, üst ve alt hattı çizgilerle sınırlandırılmış, iç kısmında ise iç içe ikili ve üçlü gruplar halinde yerleştirilmiş 'V' motifleriyle bezenmiş. Orta Anadolu'da Kültepe ve Acemhöyük gibi büyük ticaret merkezlerinden bilinen fayans silindir mühürlerin, Batı Anadolu'daki ilk örneği olarak kayda geçen bu mühür, doğu ile batı arasında yeni ticaret yollarının varlığını açıkça ortaya koyuyor.
Tavşanlı Höyük, 45 hektarlık yayılım alanıyla bölgenin en büyük Tunç Çağı yerleşmesi olma özelliği taşıyor. Bu yeni keşif, höyüğün sadece Ege Dünyası ile Anadolu arasındaki ticari ilişkilerin değil, aynı zamanda geniş kapsamlı bir ticaret ağının da varlığını gözler önüne seriyor.
Kazılar sırasında ortaya çıkan diğer buluntular, bu ticaret merkezinin Mezopotamya ve Orta Anadolu kökenli eserlerle bağlantısını güçlendiriyor. Ancak en çarpıcı bulgu, yangın tabakasındaki molozlar arasında bulunan silahlar ve dört farklı bireye ait insan kalıntıları oldu. Bu kalıntılar, yerleşmeye yapılan ani ve acımasız bir saldırının izlerini taşıyor; insanların, evlerinden kaçamadan saldırıya uğradığını gösteriyor.
Bu tarihi keşif, sadece Tavşanlı Höyük'ün önemini pekiştirmekle kalmıyor, aynı zamanda Anadolu'nun tarihsel ticaret ağlarının boyutunu ve bu dönemdeki kültürel etkileşimlerin derinliğini de gözler önüne seriyor.