Orhan Gencebay: "Döviz kurlarının bu kadar abartılması yanlış"
Orhan Gencebay dövizdeki tutarsız artış sorularına, "Bilinçsizlik var. 90'larda Türkiye faiz veren bir ülke durumuna sokuldu, bizi soydular, sömürdüler.' dedi.
Beyaz TV'de 'Uyan Türkiyem' programına telefonla bağlanan sanatçı Orhan Gencebay, ekonomiye ilişkin dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
Tahir Sarıkaya'nın sorularını yanıtlayan sanatçı, yükselen döviz kurları ile ilgili 'Bu kadar abartılı konuşulması, son derece rahatsız edici. Burada art niyet var, bilinçsizlik var. Doların ilk defa bu kadar çıktığını görüyor bazı insanlarımız. Yani yüzde 100 çıktı.' dedi. 'BİZİ SOYDULAR'
Döviz artışının kasıtlı olduğuna değinen Gencebay,'Bu, bana göre kasıtlı çıkarıldı.' dedi. Gencebay, şöyle devam etti:
'Yabancıların yapmak istedikleri planlarına, projelerine göre çıkmıştır. 90'larda, her yıl yüzde 100'e yakın çıkıyordu dolar. Biz bunları yaşadık. Yüzde 7 bin 500 faiz alınır mı? Alınıyordu. Türkiye faiz veren bir ülke durumuna sokuldu. Bizi soydular, sömürdüler. Türkiye bunları yaşadı.'
'ARABASI OLAN 1 DEPO BENZİN ALABİLİYORDU'
Gencebay; abartılacak bir şey olmadığını söyleyerek geçmiş sıkıntılara değinerek,'Evet, bir sıkıntı var, pandemi nedeniyle bütün dünya yangın yeri. Bu geçecek, abartmasınlar. Evet, sıkıntı var ama 70'lerdeki 90'lardaki sıkıntıların yanında hiçbir şey değil. 70'lerde can güvenliği bile yoktu. 3 yılda bir yurt dışına çıkılıyordu. Arabası olan 1 depo benzin alabiliyordu. Karneyleydi her şey. Kuyruklar, karneler. Can güvenliği yoktu.' diye konuştu.
'BEN DEVLETÇİYİM'
'Son dönemlerde Tayyipçi ve iktidara yakın' söylemlerinin de sorulduğu Gencebay, 'Bunlar komik.' dedi.
'Ben devletçiyim, ben hiçbir zaman herhangi bir partili olmadım.' diyen sanatçı, şöyle devam etti:
'Bana her partiden çok teklifler yapıldı ama partili olmadı. Ben devletçiyim, vatanseverim. Atatürk'ün kurmuş olduğu bu vatana canıyla başıyla sahip çıkan bir insanım. Benim bakışım budur. Neticede Tayyipçi denmesinin nedeni, sanıyorum bu akil döneminde başladı. Ondan evvel böyle bir şey yoktu. Akil dönemi neydi peki? Bir gün beni bakanımız Beşir Atalay bey aradı. Orhan Bey, sizi kanaat önderi seçtik dedi. Elinizi ülkemiz için taşın altına koyar mısınız dedi. Dedim ki; sayın bakanım ülkem için canımı veririm. Bunu bana değil, sokaktan geçen herhangi birine de söylerseniz, o da aynı cevabı verir. Tabii yapacağım bir şey varsa, şerefle onurla yapacağım dedim. Üstelik, Atatürk'ümüz derki maksat vatansa gerisi teferruattır dedim. Biz buna inanmışız, memnuniyetle dedim. Böyle bir kabulüm oldu. Benim devletle görüşüp, konuştuğum cümleler bunlardır.'