Oltu taşını yarım asırdır tespihe dönüştürüyor
Erzurumlu 75 yaşındaki oltu taşı ustası Süleyman Coşkun, 52 yıldan veri oltu taşını tespihe dönüştürüyor.
Erzurum'da çocuk yaşta öğrendiği tespihçilik mesleğini ilerlemiş yaşına rağmen sürdüren Süleyman Coşkun, en iyi tespihi yapmak için ilk günkü heyecanla çalışıyor.
Oltu ilçesinde yaşayan 75 yaşındaki Süleyman Coşkun, 8 yaşında amcasının aletleriyle gizliden tespih yapmaya merak sardı. Coşkun, sonrasında amcasının aletlerini kullanmasına kızması sonucu kendisine alet yapıp mesleğe başladı.
Kısa sürede kendini geliştirerek adından söz ettiren Coşkun, ilerleyen yaşına rağmen ilk günlerdeki istekle tespih yapmaya devam ediyor.
İlçede ilk defa 'iki delikli imame' yapan ve gençlik yıllarında 'kumpas' kullanmadan tespih tanesini göz ayarıyla aynı ebat ve gramda yapan Coşkun, 52 yıllık meslek hayatında aldığı özel siparişlerle de koleksiyonerlerin dikkatini çekiyor.
Coşkun, bulduğu kaliteli Oltu taşlarını uzun süre toprak altında ya da suda beklettikten sonra yaptığı tespihleri, Türkiye'nin yanı sıra yurt dışında da meraklılarına ulaştırıyor. ÖZEL SİPARİŞ DE YAPIYOR
Çocuk yaşlarda amcasının desteğiyle başladığı mesleğini sağlığı el verdikçe aşkla yapmaya devam edeceğini söyleyen Coşkun, yıllarda aynı heyecanla tespih yapmaya devam ettiğini dile getirdi. Özel siopariş de yaptığını belirten Coşkun, 'Meslek hayatımda yaptığım özel tespihlerim oldu. Tespih hastaları ve hevesli insanlar nasıl istiyorsa ona göre yapıyoruz. Türkiye'de tespih yapmadığım şehir kalmadı, yurt dışına da yapıyorum. 50 yıldan fazladır bu mesleği yapıyorum. İnanın ilk başladığım günden daha çok hevesim var. Bu işten ve sanattan hiç usanmadım. Gözüm görmez ya da ellerim şekil veremezse bırakırım.' dedi.
ÇOK ÖZEL TAŞLARLA ÇALIŞIYOR
Tespih için özel taşlar kullandığını aktaran Coşkun, 'Taşları suya koyup muhafaza ediyoruz. Bunun özelliği taş suda olursa zarar görmüyor, dışarıda bıraktın mı zarar görüyor. Bu yapılıp cila alınca her şeyi bitiyor ve kendini çok güzel muhafaza ediyor.' diye konuştu.
Kaliteli taşların kendisi için öneminden bahseden Coşkun, şunları kaydetti:
'Taşı uzun süre, 10 ya da 20 yıl gibi bekletmek bir hastalık, herkes bunu yapmaz. Elimde iyi taş olmadı mı rahat edemiyorum. O da bende bir hastalık. Bir iki cins taşım var en az 30 senelik. Az da olsa bunlar durdu mu zannediyorum bir şey var elimde. Altın verseniz bende o kadar değeri yok. Zamanında kuyumcu dükkanı açtım, tezgahta oturup altın satamadım, rahat edemedim. Çocuğumu tezgaha oturtup arka tarafta çarkımızı kurup tespih yapmaya başladım. Bana 10 kilo altın vereceğinize 10 kilo çok iyi taş verin daha iyi. O kadar seviyorum.'