Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Ahlat, bölgesinin parlayan yıldızı olarak öne çıkmıştır'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Malazgirt Zaferi'nin 951'inci yıl dönümü dolayısıyla Ahlat'taki etkinlik alanını ziyaret etti.
Burada bir konuşma gerçekleştiren ,Sultan Alparslan'ı rahmetle yad ederek, kutlu zaferin hayırlara vesile olmasını dileyen Erdoğan, Ahlat'ın, Türk medeniyetinde 'Kubbet-ül İslam' diye tarif edildiğini anımsattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Kıyısında kurulduğu Van Gölü'yle, batısındaki Nemrut ve doğusundaki Süphan Dağları'yla, bağrında muhafaza ettiği Selçuklu yadigarı mezarlıkları ve daha nice güzellikleriyle Ahlat, maziden atiye kurduğumuz köprünün kilit taşlarından biridir. Avrupa'nın kendi içindeki barbarlığın zirveye ulaştığı, dini amaçlı görünen ama aslında yağma niyetli Haçlı Seferleri'yle oluk oluk kan döktüğü, doğudan batıya bir medeniyet göçünün yaşandığı çağlarda Ahlat, bölgesinin parlayan yıldızı olarak öne çıkmıştır.' dedi.
Ahlat'ın, asırlar boyunca Sultan Alparslan'ın Malazgirt'te açtığı kapının adeta muhafızı ve tasnif merkezi olduğunu belirten Erdoğan, şöyle devam etti: 'NESİLDEN NESİLE GURURLA AKTARILACAK BİR GELENEĞİ DE BURADA YERLEŞTİRİYORUZ'
'Hazreti Ömer'den Sultan Alparslan'a nice büyüklerin bize mirası olan bu şehir, tıpkı Malazgirt gibi maalesef uzunca bir süre ihmal edilmiştir. Malazgirt'le birlikte Ahlat'ı da tarihi ve manevi ehemmiyetine uygun şekilde yeniden imar ve ihya ediyoruz. Cumhurbaşkanlığı Külliyemizin bir şubesini de burada inşa ederek Anadolu'yu milletimize vatan yapan ecdadın mirasına sahip çıkıyoruz. Okçular Vakfımızın gayretleriyle sadece ecdadın mirasına sahip çıkmakla kalmıyor, nesilden nesile gururla aktarılacak bir geleneği de burada yerleştiriyoruz.'
'2053 VİZYONUNDAN UMUDUMUZ ARTIYOR'
'Gençlerimizin Ahlat'a ve Malazgirt'e sahip çıktıklarını gördükçe büyük ve güçlü Türkiye'nin geleceğine olan güvenimiz, 2053 vizyonundan umudumuz artıyor. Tabii bazıları, bu bozkıra bizim ısrarla niye yatırım yaptığımızı, gençlerimizi teşvik ettiğimizi anlamıyor, anlamak istemiyor. Bu kesimlerin dünyanın dört bir yanındaki toplumların üstelik bizim gibi binlerce yıllık da değil yaşadıkları coğrafyadaki birkaç asırlık varlıklarını anlamlandırmak için icat ettikleri tarih ve kültür inşaat çabalarını hayranlıkla takip ve takdir ettiklerini biliyoruz.'
'KİMSE DUADAN, TEKBİRDEN, SALAVATTAN RAHATSIZ OLMASIN'
Ama aynı kesimlerin, 'Konu Türkiye olunca, konu Anadolu olunca, konu Türk Milleti olunca, konu İslam olunca, tam bir mankurtluk tavrıyla küçümseyici, alaycı, horlayıcı bir tavır' içine girdiğini ifade eden Erdoğan, 'Her ne kadar bunların kanından da olsa, imanından da, vatanımıza olan aidiyetinden de şüphe duysak da kendilerine ne yaptığımızı, ne için yaptığımızı tane tane anlatmayı sürdüreceğiz.' dedi.
Cumhurbaşkanı olarak sorumluluğunun ve mirasçısı olunan medeniyetin kodlarının bunu gerektirdiğini söyleyen Erdoğan, şunları kaydetti:
'AHLAT VE MALAZGİRT ANADOLU'NUN EBEDİ VATANIMIZ OLARAK TESCİLİDİR'
'Evet Ahlat ve Malazgirt, geçmişi, bugünü ve yarınıyla Türkiye'dir. Ahlat ve Malazgirt Anadolu'nun ebedi vatanımız olarak tescilidir. Ahlat ve Malazgirt, medeniyetimizi yeniden yükseltme irademizin adıdır. Ahlat ve Malazgirt, dostlarımıza güven, düşmanlarımıza korku veren o yükselişimizin mührüdür. Ahlat ve Malazgirt, yeni nesillere sahip oldukları değerlerin ve vatanın bedelini hatırlatacak bir semboldür. Ecdadın, gazadan gazaya koşarak inşa ettiği şanlı tarihi, merhum sosyologlarımızdan Erol Güngör şöyle anlatıyor. 'Savaşa dua ile başlanır, gülbank çekilir. Yürüyüşte ve hücumda tekbirler alınır. Çarpışma sırasında sancak dibinde ordu hafızları Fetih Suresi okur. Bu gelenek, Mohaç'ın gazilerini Malazgirt'in gazilerine, oradan da Bedir'de çarpışan iman ordusuna bağlar.' Hamdolsun bugün de askerimiz, jandarmamız, polisimiz, korucumuz, aynı inançla, aynı cesaretle Bedir'deki iman ordusuna kadar uzanan bir imanla mücadelesini yürütüyor.'
Alandakilere, 'Dua ile tekbirle, Fetih suresiyle çıkılan kutlu bir mücadelede zaferin de muhakkak olduğuna yürekten inanıyor muyuz?' diye soran Erdoğan, 'Evet' yanıtını alınca konuşmasını şöyle sürdürdü:
'Elbette herkes inanmak zorunda değil. Her şey gibi iman da bir nasip meselesidir. Ama hiç kimsenin inancı ve imanıyla canları pahasına mücadele eden, alın terini ve kanını bu uğurda akıtmakta tereddüt göstermeyen kahramanlarımıza saygısızlık etme hakkı da yoktur. Kimse duadan, tekbirden, salavattan rahatsız olmasın. Çünkü bu dualar, bu tekbirler, bu salavatlar kökeni, inancı, meşrebi ne olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yaşayan herkesin, her bir ferdin istiklali ve istikbali için verilen cansiparane mücadelenin manevi zırhıdır. Sultan Alparslan, Malazgirt'te zafer kazandığında sadece Selçuklu'nun değil Rum'u, Ermeni'si, Yahudi'siyle Anadolu'daki herkesin geleceğini aydınlatan bir ışık yakmıştı. Nasıl anlatıyor şair bu destanı? 'Naramızdır bugün gök gürültüsü. Kanımızdır bugün yerin örtüsü. Gazi atlarımın nal parıltısı kılıçlarımızdır çakan şimşekler. Ya Allah bismillah, Allahuekber, Allahuekber.'
Erdoğan, Malazgirt Zaferi'nin 951'inci yıl dönümü dolayısıyla Ahlat'taki etkinlik alanında yaptığı konuşmada, Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethettiğinde her inançtan, her kökenden insanın onurunu garanti altına aldığını söyledi.
Fetih Marşı'nın 'Bırak, bozuk saatler yalan yanlış işlesin/Çelebiler çekilip haremlerde kışlasın/Yürü aslanım, fetih hazırlığı başlasın/Yürü, hala ne diye kendinle savaştasın/Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın.' dizelerini okuyan Erdoğan, Milli Mücadele kazanılıp Cumhuriyet kurulurken de Anadolu'da yaşayan ve Anadolu'ya sığınan herkesin canının, malının, haysiyetinin müstevlilerin ayakları altında ezilmekten kurtarıldığını vurguladı.
Erdoğan, İstiklal Marşı'nın dizelerini okuyarak, bugün de Türkiye'yi dünyanın en güçlü devletleri arasına sokmak için verilen demokrasi ve kalkınma mücadelesinin, Türk milleti ve dostların tamamı için olduğunu anlattı. Son dönemdeki mücadelenin somut örneğinin 15 Temmuz destanı olduğuna işaret eden Erdoğan, 'Dudağında tekbir, elinde bayrak/Namusun şiarı yiğitler gördüm/Bağrına gül gibi bastı şu toprak/Ölümü öldüren şehitler gördüm.' dizelerini okudu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, her bir vatandaşın güvenliğini, huzurunu teminat altına almak için terör örgütlerinin başını ezdiklerini ve ezmeye devam edeceklerini dile getirerek, 'Cudi'de, Gabar'da, Tendürek'te, Bestler Deresi'nde ezdik, ezmeye devam edeceğiz.' diye konuştu.
Şehit Tümgeneral Aydoğan Aydın'ın yazdığı şiirin 'Soğuk namlular elimizde, yürüyorken dağlara/Şehitlerden selam geldi, savaşan tüm sağlara.' dizelerini okuyan Erdoğan, Türkiye'deki her bir insanın refahını, hayat kalitesini ve standartlarını yükseltmek için asırlara bedel eserler ve hizmetler ürettiklerini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 20 yılda inşa edilen her eserin, her hizmetin bu anlayışla hayata geçirildiğini belirtti.
Her bir ferdin geleceğe güvenle bakabilmesi için vizyonları genişlettiklerini, derinleştirdiklerini ve büyüttüklerini aktaran Erdoğan, yaklaşık 11 yıl önce bu vizyonun adına 2023 dediklerini, bugün 2053 dediklerini ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, yarın da 2071 diyerek yollarına devam edeceklerini kaydetti.
Kalkınmadan güvenliğe, diplomasiden ekonomiye hiçbir alanda mücadelenin bitmediğinin altını çizen Erdoğan, Fırat Kalkanı Harekatı'nın 6'ncı yıl dönümü içerisinde bulunulduğunu hatırlatarak şöyle devam etti:
'Terörle mücadelede, sınırlarımız içinde ve ötesinde görev yapan, şehitlik ve gazilik mertebelerine ulaşan kahraman askerlerimizin her birine şükranlarımı sunuyorum. Halen sınırlarımızda ve ötesinde kahramanca mücadele eden askerlerimize ve tüm güvenlik görevlilerimize başarılar diliyor, Rabbimden hepsini korumasını niyaz ediyorum. Güney sınırlarımızı bir uçtan diğer uca 30 kilometre derinliğinde bir koridorla güvence altına alana kadar mücadelemizin bitmeyeceğini tüm dünyaya bir kez daha ilan ediyorum. Kendileri diledikleri zaman, diledikleri yere harekat düzenleyip bize 'Sakın ha!' diyerek parmak sallayanların riyakarlıklarının farkındayız, bu samimiyetsiz ifadeleri asla dikkate almıyoruz. Ülkemizin güvenlik önceliklerine göre, kendi planlamamıza göre bu operasyonları sürdüreceğiz. Hep söylediğimiz gibi bir gece ansızın gelebiliriz hem de her yere gelebiliriz. Bizim diğerlerinden farkımız; kimsenin toprağında, birliğinde, beraberliğinde gözümüz yoktur. Biz sadece kendi güvenliğimiz ve dostlarımızın huzuru için çalışıyoruz. Geçmişi sömürge ve katliam lekeleriyle dolu olan hiçbir ülkenin, toplumun, Türkiye'nin bu haysiyetli, ilkeli ve adil mücadelesine söz söylemeye hakkı yoktur. Türkiye'nin önünü iki asırdır kullandıkları yöntemlerle artık kesemediklerini görenlerin 2023 yaklaştıkça yeni oyunlar, yeni sinsilikler peşinde koşmaları boşuna değildir. Ne yaparlarsa yapsınlar, başaramayacaklar.'
'Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır/Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır/Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır/Yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır.' dizelerini okuyan Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletle birlikte gerektiğinde küllerinden hisarlar yaparak mücadeleyi başarıya ulaştırmakta kararlı olduklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, teslimiyetlerinin sadece Allah'a olduğunu, onun dışında kendilerini durduracak, geriletecek, esarete, sefalete, zillete sürükleyecek beşeri bir güç tanımadıklarını ve tanımayacaklarını vurguladı.
'Ya olacağız, ya olacağız.' diyen Erdoğan, Türkiye ve Türk milleti için başka yolun bulunmadığını dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhur İttifakı ile geleceği yeniden inşa ve ihya edeceklerini sözlerine ekledi.