Ben 1992 yılında yeniden vilayet olan ve her yıl ortalama bin kişinin göç ettiği ülkenin 75 plakalı Ardahanlısıyım.
Yani ülkemin Çıldır Aktaş ve Posof Türkgözü (Badele) Gümrük Kapıları ile Kafkaslara açılan kenti serhat Ardahanlıyım...
Geleceğin Davos'u, Ahıska kültürü ile yoğrulan Posoflu,
Kışları yüzeyleri tamamen donan, yazları içilesi suyu olan gölleriyle Terekeme, Çıldırlı, ülkenin kurucusu Atatürk'ün siluetinin dağlarına yansıdığı Alevi Damallı, doğanın yeşil çamlarla donattığı Kürt Göleli, bin bir çiçekle donanmış yaylaları ile Hanaklı, Dadaşlara komşu Köprülü, yani Gorvengli, 3 bin 197 rakımlı, altı su kaynayan, bölgenin en büyük dağı Kısır dağı eteğindeki Hoçvanlı, balı, kazı, kışı, kaşarı, yaylası, kırmızı etiyle meşhur Türk, Kürt, Alevi, Sünninin kardeşçe yaşadığı 300'e yakın köyü olan kentliyim.
Gürcistan ve Emenistan'a yetmedi, Acara Özerk Cumhuriyeti sınır, Kafkasya'dan getirilip, dünya pazarlarına sevk edilen doğalgaz ve petrol boru hatlarını taşıyan Bakü-Tiflis-Ceyhan ve Tanap boru hatlarının geçtiği kentli, bir Serhatlı'yım...
Adım, Burdurlu yazar Fakir Baykurt’tan, rahmetli babamın teksir makinası ile çıkardığı ‘Fakir Dostu’ adlı gazeteden isim hediyesi olmuş...
Ve 33 yıldır başta aşkım dediğim Ardahan'ımı olmak üzere, ülkemi ve dünyayı yazan bir gazeteciyim.
Evli, 6 Torunu, 5 çocuğu olan 1969'lu kent merkezine 13 km. uzaklıkta olan Şişka köyü doğumluyum...
53 yaşına adım atan bir gazeteci olarak ekmeğimi taştan olmasa da, gazetecilikte çıkarmış biriyim.
Tabi 7 yaşından beri ailemle birlikte ticarette yapmış, çekin, senedin, borcun, harcın ne olduğunu sizin kadar iyi bilen biriyim...
Ülkemin hemen her yerini gezmiş, ticaret ve gezmeye Gürcistan'a, Galatasaray maçını bir gazeteci olarak izlemek için Ermenistan'a giderken mesleğimde olduğu gibi ülke sınırları gibi bin bir zorluğu aşmaya çalışmış halada çalışan bir gazeteciyim...
Ve bu süre zarfında hep yollarda, gurbette, sıla özlemi ile yanan birisiyim.
Ve bu özlemimi, aşklarımı, sevdalarımı, şiirlerimi hep yazarak dile getiren bir gazeteciyim...
Kurşun harfleri dizerek adım attığım gazetecilik mesleğime Ardahan'da başladıktan sonra önce İstanbul Cağaloğlu'nda Kuzey Doğu Anadolu Gazetesi renkli olarak çıkardıktan sonra 99 depremiyle sarsılan ve hala yaralı olan Kocaeli'nde cep harçlığımla günlük olarak çıkarıp, üç yıl boyunca yayınladığım Siyah Beyaz adlı gazete ile yerelden metropolde gazete çıkarmışım...
Ardından 99'da yaşanan Marmara depremi ile Kocaeli gibi bende sarsılmış olarak ve doğduğum yerde yeniden doğup, yaralarımı sarmak, sarsıntıyı atıp, bir kez daha başlamak için o çok sevdiğim Ardahan'a mecburen geri dönmüş, sonra ara sıra yeniden metropol denen İstanbul ve diğer birçok kentte yeniden tutunabilir miyim diyerek direnmeye gayret eden biriyim.
Ülkemin en büyük metroplünden en zengin illerinden olan Kocaeli’nden yine ülkemin en yoksul memleketim Ardahan'a geri dönmek zorunda kaldıktan sonra, memleketime ilk ofset makinesini getiren, bununla yetinmeyip, şirin Ardahan’a ilk renkli tabloid boy gazeteyi kazandırdıktan sonra aynı kentte hala yayınlanan 1980 yılında yayın hayatına başlayan aile gazetemizde Anadolu Gazetesinde aktif gazeteciliğe başlamış Fakir Yılmaz'ım.
Ve daha sonra sahipliğin sonrasında Yazışleri Müdürlüğünü üstlendiğim Kuzey Doğu Anadolu adından ilk günlük, sonra Son Vilayet adında ikinci günlük gazeteler çıkaran, ardından ilçelerine de matbaalar kurup, Ermenistan ve Gürcistan'a sıfır sınır Çıldır ilçesinin ilk gazetesi Çıldır Gazetesi, Ardahan'ın ekonomik olarak Kocaeli ile İstanbul arasında sıkışmış ve büyükşehirli İl olmak isteyen Marmara bölgesinin sanayide en güçlü ilçelerinden biri olan Gebze gibi baş harfi G ile başlayan ve bir dönem gazetecilik yaptığım Gebze'ye benzettiğim Göle'de Yeni Gözlem adlı ilk günlük gazeteyi çıkardım.
Devamında, ülkeyi ve dünyayı ısıtan doğalgaz boru hatlarının geçmesine rağmen hala doğalgazsız olan dakar, toprak, alan büyüklüğü anlamında Ardahan'ın en büyük ilçesi olan ve %38 i Alevi, geri kalanın Sünni olduğu Hanak ilçesinde Hanak/Damal Gazetesi gazeteler çıkaran, yaşım kadar gazeteci yetiştirmiş bir gazeteciyim.
Bugün hala kendi haber sitelerim ve gazetelerimin yanı sıra haber ve yorum yazdığım gibi birçok ulusal gazete de muhabirlik yaptım, manşet haberlerine imza attım.
Ve onca ödülün, plaketin yanında Başbakanlık Basın yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü Jüri Özel Ödülü, Gazeteci Metin Göktepe Ödülü gibi bir o kadar da değerli ödül, plaket almış biriyim.
Ve hala gazetecilik yaparken toplum aydını, önderi denenlerin ‘Gazetecilerin’ de sadece gazeteci olarak kalmaması gerektiğine inanan biri olarak Ardahan Gazeteciler Cemiyeti Başkanlığı’nın yanı sıra ‘Güçlü Bir Ardahan Lobisi’ oluşturma iddiası ile kurulan ve bu yolda yol alamaya devam eden ve kısa adı ARDAFED olan Ardahan Dernekler Federasyonu ‘nda, gençliğe ve spora karınca, kararınca el atma arzusuyla Serhat Ardahan Spor Kulübünde görev alan ve bu üç önemli kuruma beş kuruş almadan tamamen gönüllü ve de kendimden vererek başkanlık yapan bir vatandaşım.
Yani kısacası son günlerde yazılarımla siz sayın okurlarının karşısına gelen ve onca badire atlatmış, köyünde yaşanan kan davası sonucu kurşunlanmış, trafik kazaları geçirmiş, delikanlı denen dönemde top oynarken bıçaklanmış, yoran özel hayatıyla zaman zaman sızlayan yaraları kabuklaşmış ve 35 yıl her gün onca davalık, tazminatlı olan ama her yazdığımın altındaki imzamı geri çekmediğim yeniden aynı imzayı atacak haberinin yanı sıra ülke, dünya, özel, tüzel yaşamla ilgili günlük yorum yazısını yazan bir gazeteciyim...
Ha unutmadan Tempo TV, YouTube Ardahan TV'de tv programcılığının yanısıra diğer sanal ortamlarda canlı yayın yaparak yazan bir gazeteci olmakla Türkçe, Kürtçe'yi karıştırıp, konuşan gazetecilik boyunca sakallı birde sunucuyum...
Bilmem tanışabildik mi?
Neyse..
Kısacası; Bir gazeteci olarak, dayanışma adına bir zamanlar yazdığım ama şimdi ayrıldığım onca gazete, tv kanalı ve ajansın yanında şimdi, şu an siz Marmara'nın Sesi, kuzeynadolugazetesi.com, kocaelibakis.com, sonvilayet.com, butentv, sakinca.com, kuzeyteve, gazeteemek, doğubeyazıtgazetesine yazılar yazan, bölgenin ilk E-Gazetelerini çıkaran okurlarına yeniden merhaba diyerek bundan sonra da günlük yazılarımla ve zaman zaman haberlerimle hayatının son noktasına kadar sizlerle olmaya devam etmek isteyen bir insan, bir gazeteci ve dostum ben...
Adımda Fakir Yılmaz..