• Haberler
  • Güncel
  • 11 yaşından beri yaptığı yorgancılığı yaşatmaya çalışıyor

11 yaşından beri yaptığı yorgancılığı yaşatmaya çalışıyor

Kaybolmaya yüz tutan mesleklerden yorgancılığın Sakarya'daki son temsilcilerinden olan 66 yaşındaki Halim Erol, yaklaşık 55 yıldır mesleğini icra ediyor. Erol, unutulmaya yüz tutan mesleğe rağbetin devam ettiğini ancak çırak yetişmediğini belirtti.

11 yaşından beri yaptığı yorgancılığı yaşatmaya çalışıyor
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Kaybolmaya yüz tutan mesleklerden yorgancılığın Sakarya’daki son temsilcilerinden olan 66 yaşındaki Halim Erol, yaklaşık 55 yıldır mesleğini icra ediyor. Erol, unutulmaya yüz tutan mesleğe rağbetin devam ettiğini ancak çırak yetişmediğini belirtti.

Eskiden genç kızların çeyizlerini süsleyen geleneksel yün ve pamuk yorganların yerini fabrikaların sentetik malzemelerden ürettiği yorganların almasıyla yorgan ustalığı da unutulmaya yüz tutan mesleklerden biri oldu. Günümüzde ise sentetik malzemelerden üretilen yorgan ve yastıkların ucuz ve ulaşılabilir olmaları dolayısıyla yün yorganlar unutulmaya yüz tuttu. Sakarya’nın Hendek ilçesinde ustalığının son temsilcilerinden olan 66 yaşındaki Halim Erol, teknolojiye karşı direnerek yorgancılık mesleğini sürdürüyor. 11 yaşında çırak olarak girdiği mesleğini Başpınar Mahallesi’nde kendi dükkanında devam ettiren Erol, yorganları geçmişten günümüze taşıyor.

“İşlemecilikle başladım yorgancılığı da öğrendim”

İlkokulu bitirdikten sonra yorgancılık yapan akrabasının yanında çıraklıkla mesleğe başladığını aktaran Halim Erol, “Adapazarı’nda yorgancılık mesleği yapan bir akrabam vardı ilkokulu bitirdikten sonra beni onun yanına verdiler. İşlemecilikte vardı, yatak örtülerinin üzerine dikiliyordu kabartma deniliyordu onun adına. Kabartmayı kimse yapmıyordu; sadece Adapazarı’nda 1-2 yer yapıyordu, tesadüfen benim ustamda bu işi yapıyordu. Ben işlemecilikten başladım ilk önce daha sonrasında yanımda kalfa arkadaşlar da yorgan dikiyorlardı, onlardan ve ustalarımdan yorgancılığı da öğrenmiş oldum. Yani iki tane mesleğim oldu, askere kadar Adapazarı’nda devam ettim. Hendekli olduğum için askerden sonra buraya geldim ve dükkan açtım. Burada müşteri beni tuttu ve güzelde iş yaptım” dedi.

“Unutulmaya yüz tutan mesleklerin ilacı; Halk Eğitim Merkezleri”

Yorgancılık mesleğini gelecek kuşaklara aktarmak istediğini ancak çırak bulamadığını dile getiren Erol, mesleğinin son temsilcilerinden biri olduğunu belirterek, “Yaklaşık 55 sene oldu mesleğe başlayalı. Şuanda bu meslekte çırak yetişmiyor ve bu şartlarda yetişmesi de zor. Şuanda gençler okullarını bitirdikten sonra hepsi paralı bir işe girmek istiyor. Ama bizim işte çıraklık şartı var yani önce yetişeceksin. Bu bir veya iki seneni belki de daha fazla zamanını alabilir. Bu unutulmaya yüz tutan mesleklerin Halk Eğitimler ilacı yani ben öyle görüyorum. Halk Eğitimler buna el atarsalar bu iş sürer gider, yoksa bitiyor. Bugün en genç yorgancı 50 yaşında diyelim. En son yorgancılar bizleriz yani, genç olan çok az” diye konuştu.

“Şuanda bu işten para da kazanılıyor, tavsiye ediyorum”

Mesleğini severek yaptığını ifade eden Halim Erol, “Bu meslek çok güzel bir meslek ben zevk alarak yapıyorum bunu. Ve şuanda bu işten para da kazanılır, insanlara bunu yapmalarını tavsiye ediyorum. 1 senede öğrenirsin daha sonra para kazanmaya başlarsın. Bu meslek kötü bir meslek değil, tutulan da bir meslek yani dönüş var buna. Bu iş ileride daha da parlak olacak ama eleman sıkıntısı karşımıza çıkıyor” şeklinde konuştu.

“Yıkanabildiği için en fazla silikon yorgan isteniliyor”

Vatandaşların yün ve pamuktan yapılan yorganları tercih etmeleri gerektiğini de aktaran Erol, “Şuanda en çok yaptığımız yorgan yün yorganlar. Yüne talep daha fazla. Yünün üzerinde yattığın zaman dinlenmiş olarak kalkarsın. Bunun yanında silikonlar da var bunlara da talep var ama bunu müşteriler yıkanabiliyor diye tercih ediyor. Yün yorgan en iyisi tabi pamuktan yapılanlar da çok değerli. İkisinden yaptırmak lazım. Vatandaşlar en çok silikon istiyor, yıkanabildiği için. Ama işte sağlıklarına dokunuyor” ifadelerini kullandı.

Bakmadan Geçme